6
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1083
Okunma

Hadi dedin canın sıkıldı
Aylardan Eylül Günlerden Pazardı
Ne işi vardı ayrılığın
Bu saatten sonra
Gece yarısı
Elimden tut gidelim
Yarın sabah memlekete
Sevinsin garip anam, memleketim
Kaldı tek başına oralarda
Aslında şöyle mi? deseydim
Ne işim var benim buralarda
Ama işte diyemiyorum
Elimi kolum bağlandı
Zincirlendi Gök kuşağıyla
Ben sana hasretim
Dağların ellerim
Bulunmaz güneşin
Ocağın başında anamın
Ayva reçelini özledim
Sen ne dersen de yeter ki,
senden bir söz olsun.
Senden bir bahis memleketim
Hasretinle yandı tutuştu yüreğim
İçim dışım dört kanadım
Akşam rüzgarlarını savur saçlarını
Yağmurlarını dök avuçlarıma
Dök avucuma gökten zembille
Belki avucuma Dualarımla düşüverirsin..
Bak yine Eylül suçlu
Hazan yüklü gönüller
Hüzünlü çalınıyor her şarkı
Zeytin bahçeleri dağların etekleri
Kaldır eteklerini, dereden geçer iken
Sanki, ayaklarımın dibine düşüvereceksin
Sereceksin tüm kalbini
Bak yine Eylül suçlu
Karma karışık duygularım
Bir elim gökte
Bir elim yedi kat yerin altında
Gönlüm su kenarında oynayan bir çocuk
Yüreğim kartal üç çocuklu bir ANA
Sensin gecelerimi , gündüzlerimi ipe dizen
Sabahlara kadar koynumda yatan
Bir yumruk gibi düğümlenen
Adımlarım kısalıyor gün be gün
Büyüyor uzuyor yollar
Büyüyor elimde gönlüme sardığım
Bu sevgi yumağı
Bu hasret yumağı
Bu ayrılık
Yaşamak ne karışık bir iş değil mi..?
Nurten Ak Aygen
07.09.2014 Pazar
5.0
100% (9)