13
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
2577
Okunma

Bir fincanın dibinde kahvenin telvesinde
Görüp de sevmedim ki bir bakış cilvesinde
Seni geçen hayata yanıp ağlarken sevdim
Bir kıyamet ertesi yürek dağlarken sevdim.
Ömrünün kapağını örtüp kara çemberle
Vedalaşıp sessizce yalnız kalan makberle
Gözlerinde ırmaklar akıp çağlarken sevdim.
Dümensiz sızıları yüceltirken dilinde
Hayalini gizlerken gecenin kandilinde
Dünyama ışık saçan yıldız gözünü sevdim
Çölde nehir akıtan yaşlı sözünü sevdim
Biçim biçim acılar içine yer etmişken
Başındaki belalar zemden beter etmişken
Yalan tenini değil gerçek özünü sevdim.
Parmakların okşarken tellerdeki mızrabı
Nağmeler yaşatırken sesinde ızdırabı
Notalara verdiğin öksüz selamı sevdim
Beş çizgiye taktığın derin anlamı sevdim
Ağıtları dinlerken ehlinden makamıyla
Yüreğime düşürdüm sevdanın ilhamıyla
Ne Şirin’i, Aslı’yı yalnız Leyla’mı sevdim.
Gecenin kıyısında susar mıyız birlikte
Kurur muyuz ikimiz kapkara bir delikte
Alevlenen yüreğim sensiz donunca sevdim
Önümde ellerine gam dokununca sevdim
Görülmeyen yaralar kanamadan gel artık
Cehennem ateşinde yanamadan gel artık
Ne Ferhat’ım ne Kerem seni Mecnun’ca sevdim.
5.0
100% (24)