Bir sırdı bizimkisi
Gecenin efkarın dan gizliydi,
Kaldırımlar bile bizden önce giderdi
Varamayacağımız yerlere.
Bir efkardı bizimkisi
Peynirle karpuzun yakınlığı kadar,
Bir matem bizimkisi
Kelebeğin doğuşuyla ölüşü kadar
Ama biz erkek adamız ya tutmazmışız matem,
Hani demir gibi yürek
Taş gibi kalbimiz varmış ya işte
Hissetmezmış yarım kalanı.
Günler saatler nasıl geçerse
Bizde de öyle geçermiş sevda saatleri...
Ne sanıyolar ki bunlar?
El öpmeye gelip giden çocuk filan mı,
Bizim sevdamız?
Erkek adam,delikanlı olurmuş,
Yolda giderken başı dik,
Asil asil gözleri süzülürmüş.
Sözleri sertmiş,konuşması da zormuş...
Ne sanıyolar ki bizi anlamıyorum,
Yeri gelince gözlerle birlikte secdeye gider bu baş,
Yeri gelince güle bülbül olur bu dil,
Erkek adamız biz yaparız.
Yağmuru kar’ı bilmezmişiz,
Ay’la güneş’i
Dağla denizi bir görürmüşüz,
Geceyle gündüzuü bir gördüğümüz gibi.
Ne sanıyolar bunlar?
Geceyi bilmeden sabah namazını nasıl bileyim?
Güneşi bilmeden senli gecelerimi nasıl unutayım?
Denizi görmesem dalgayı nereden bileyim?
Ya seni görmeden sevmeyi nereden ögreneyım?
Sanıyolar da bırşeyler sanıyolar bizi,
Takılmış bir erkek adam lafı,
Bir delikanlıdır aldı başını gidiyor gidiyor,
Onlar nerden bilecekler ki?
Hem ne görüşmeler ki ne biliyorlar?
Kalem tutan bu Ömer,
Sır tutan bu Faruk
Matem tutmasını da bılır
Rabbine boyun eğmesini de...