8
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
1762
Okunma

Düşlerimizdedir ezelden beri
biri gelir biri gider,
fakat düşündünüz mü hiç
nasıl sevişir periler?
Masal kuşum, hayâl fırtınam
seni andım dün gece
yüz yüze bakışan
iki dağ gibi çöktü üstüme hasretin
hasretlik ne kelime
iki dağdı eteklerinde tutuşan;
sen rüzgâr oldun, ben alev
yalazlandım döne döne
boğuldum duman duman
kör ettim gözünü yıldızların
şehvetin yaktı kül etti ormanı
tenine yürüdü tenim
eridi aktı dağların
sızım sızım kar suları...
Kaç mevsim gelip geçti bir anda
arılar oğul verdi, çiçekler bal
seller aktı bozbulanık
gönülsüz ayrılıkla budandı gönül;
teslim oldu rüzgâra
yamacında uçurumların kırılan her dal
düşeni aldı götürdü
derin vadilerden denize, sevda seli bir nehir
ışıklar yandı söndü
düştü bütün yıldızlar (?)
kapkaranlık kaldı bir anda şehir...
- II -
Sen ve ben ki
bütün insanlar bütün periler belki
adımız geçmedi kutsal kitapların hiçbirinde
geçmiyecek de hiç
zamansız zamanlarda yaşadık en güzel aşkları
çünkü biz
zaman ağacının kainata uzanan iki dalı gibiyiz...
Kolları perilerin upuzun
her yere her an uzanır
kalkar hükmü sonsuzun
her an her yerde
tenime karışır etin
evrilir çevrilir kainat
aşkın adı ateş olur
hasret ise şehvetin
herşey bütünleşir
gönülsüz ayrılıklara inat
aşka gelir ruhumuz
inanki tüm periler
ruhumuzda hayat bulur
öyle zalim ki bu aşk
ne uçan ne de kaçan kurtulur...
İşte şu kalemin izi ne ki
ayrılığın bizi ne, sizi ne ki
ses dediğin nedir; tutmasam da elini
duymadın mı sanki şimdi neler söylediğimi?
Rüyâ değil masal değil
gerçek değil yaşadıklarının hiçbiri
gerçek biziz; kainatın ta kendisi
sen varlıksan, ben yokluk
zamansız zamanların âşıklarıyız biz
bizden doğdu bütün yıldızlar
aşk içinde sızım sızım
gözlerince yanar, ağlar, sızlar...
Şaban AKTAŞ
20.11.2009