5
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1169
Okunma

İstimlâk edilmiş bir ruhun gölgesi
Düştü üzerine bağnaz kimliğimin.
Ne varsa depreşmiş
Ne varsa kırılgan
Ah, o şen kahkahalarım
Şu muhalif kimliğime tercüman.
Duyarsız sanma asla
Ne de taş kalpli
Bak, çoktan çıktım yola
Kolay mıdır geçirdiğim evrim
Hükmünde iken tükenmişliğin.
Yaratan’ın nezdinde ne isem
İşte aslolan o gerçek ben
Asla taviz vermeyen.
Umarsız bir o kadar uzlaşılmaz
Tutumsuz duygularım
İle çevrilmişken bir o kadar vurdumduymaz.
Yeknesak nöbetler başucumda
Yoksunluk çoktan kuşattı
Ve içimde biriken o küf kokulu mazi…
Ana saygım sonsuz
En az duyduğum inanç kadar
Hiç kalmamıştım bu kadar yoksun
Uzağında sahip olduğum ne varsa.
Evet, tutumsuzum tüm duygularımda
Harcarım tümünü
Uğruna koruyup kolladığım ne varsa.
Yetmem, yetemem
İçimdeki burukluk
Yalan yanlış demlenirken.
Afakî bir umut, hatta
Tutarsız bir döngü…
Yolun başı ya da sonu
Bak hala elinden tuttuğum
O küçük çocuğun deli dolu ruhu…
Kıyamet koptu kopacak,
Hayra alamet değil bu sessizlik
Yağmur yağdı yağacak
Akar yaşlarım sıcak sıcak.
Yeşeren umutlar sevgiye hasret
Bu devran her daim dönmeye namzet.
Ah, gönül ne hissedersen hisset
Eşkâlin belirsiz olmadığı kadar
Sonu olsun olmasın bu yolun
Söyle neye yarar,açmadıktan sonra
Adına umut denen o tomurcuk...
5.0
100% (12)