Önce,yağmur yağmadığından düştü barajlarda su seviyesi
Şimdi inatlaşır gibi,su seviyesi düştüğünden yağmur yağmıyor sanki
Oysa,bir sonbaharı son bahar yapan yağmurlardı.
Gazeller bile tatsız tuzsuz bırakıyor ellerini tutunduğu dallardan
Tıpkı zorunlu bir mesainin memurları gibiler.
Bahçemde sapsarı bir halı oluşturdu kopup gelen gazeller
Bassam ezilir,basmasam savrulur
Sonbahar senfonisi bu dinlediğim
Beynim solfejlerin safrasıyla yoğrulur.
Yağmurluklar görülmeye başladı vitrinlerde
ve bilmem kaç sonbahar geçti’’BİZ’’kavramını unutalı
Şemsiyem güçlü çıkıp şaşırttı beni
Eritemedi onu döktüğüm gözyaşları
Kendimden yiyorum bu aralar
Aç kaldıkça,kaburgalarından beslenen balıklar gibiyim.
Bir sonbahar senfonisi çalınır kulaklarıma
Ağaçlar trompet,gazeller flüt,bulutlar kemanmış
Adet görmeye başlamış artık ergen gökyüzü
Önce bulut sonra toprak kanamış.
Buzdolabına yapıştırılmış bir not gibi
yapışıp kaldın sonbaharın güzelliğine
her sonbaharda kekremsi bir tatla anılan
ve ’’Eylülde Gel’’ şarkısına inat,eylülde kaçan...