17
Yorum
35
Beğeni
0,0
Puan
2250
Okunma

Bu mevsimde üşünmez, ya da öyle bilirdim
Ölü idim dirildim bir temmuz akşamında
Dünya mı ters düz oldu ya da ben mi delirdim
İnsan kaç defa ölür kısacık yaşamında
Şimdi sıcak bildiğim tüm yüzler güz karası
Güneş yanığı değil yüreğimin yarası
Derme çatma hayatı derdim çattım da n’oldu
Bölük pörçük maziyi kırk yama edemedim
Onca gidip geldiğin meğer dönülmez yoldu
Birkaç son durak varmış vallahi ben demedim
Şimdi o çok güldüğüm tüm sözler güz karası
Dilden tek tek düşerken bir ömür maskarası
Ah silik suretime al al renk veren yarim
Gözlerimin altında morluğu görmedin mi
Bir od attın da gittin yangın yeri her yerim
Ben hasrete girdim de sen sanki girmedin mi
Şimdi kucak bildiğim tüm dizler güz karası
Vuslat başka bahara şimdi veda sırası
Nereye dönüp baksam her yerde bakışların
Sanki hep yanımdasın sanki hiç gitmemişsin
Nisan yağmuru gibi gönlüme akışların
Avuçlarıma ağıp elimden yitmemişsin
Şimdi bucak bildiğim tüm düzler güz karası
Ömür dediğin mola iki yokuş arası
Çok mu geldim ben sana ya da sen mi fazlasın
Bir ömre sığamadık ya sen ölüydün ya ben
Beni ‘’sen’’ yanlarımın mahşer yerinden asın
Kabrime vaha olsun serap misali gölgen
Şimdi ocak bildiğim tüm ‘’biz’’ler güz karası
Yalnızlık koylarında inziva mağarası
Hangi nefeste soldu hangi an düştü yüzün
Gözlerinin o son kez gördüğü yüz kimindi
Bana ne oldu böyle ne zaman çöktü hüzün
Göğümde salınırken kör kuyuya kim indi
Şimdi çocuk bildiğim tüm gözler güz karası
Büyümeden tükendi bir ömür macerası
.