1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1496
Okunma

dahaca sevişmemişken karanlıkla aydınlık
şehir uykunun surlarında sessizce yatarken
bir ağustos sıcağından firar eden o hasret damlası
oynaşırken dudaklarının kıvrımında
olgun başaklar çoktan çuvaldan zindanlarda
ekmeğin eziyetine beyaz bayraklar kaldırır
ve bir avuç su, ve bir kucak ateş
aşka aç kursaklara cennet buğusu
korkuyla harmanlanmış bir heyacanı solur
aynalara benzimi mualif kılan aşk korkusu
bütün yüzler senden bir parça taşır
bütün nehirler gözbebeklerime hemşehriyken
sensizliği tanımlamak zor
ağlama duvarında bir elçim yerim yok
beyazı solgun ihramımı yırtar kara sakallar
sensiz nere varsam çarmıha gererler beni
başıma çan düşer, bileklerimi keser hilal
hiçbir kil tablete boyluboyunca sığmamıştır aşk
afrikada açlıktan karnım şişer
afganistanda eziyettir, gün ışığıyla tenimin kavuşması
çinde hiçbir sevişme çoğaltamaz beni
titreyen yüreğimde sürgün bir rüzgar
usulca fısıldar seni
bütün rakamlar düşman kesilir
sensizliğin orta yerinde
saatler, takvim ve yokluğun dili
neye teslim olur bilmem bu vakitlerde
görünmeyen zincirlerimin pas tuttuğu ruhum
hangi yöne baksam, yokluk, yoksulluk, yoksunluk
bu yüzden hiçbiryere kıpırdayamam
dururken içimde öylece
sensizlikten oluşmuş
varlığımın varına saplanmış bir korkuluk
ALİ RIFAT ARKU
02/08/2014
İSTANBUL
5.0
100% (5)