1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1719
Okunma

Sınırdayım
Önümde demiryolu
Direkte albayrak
Karşıda gölgesiz, ağaçsız,nefessiz evler
Akşam üzeri
Ve güneş hala kavuruyor bedenimi
Sıkıntının ortasındayım
Alıkların, yiyicilerin
Uyuşukların,miskinlerin
Arasındayım
Ve yavaş yavaş
Etlerimden sıyrılmaktayım
Kerpiç
Çift gözlü odam
Yayılmışım katlanır sedyeme
Kulaklarımda isyanın ırmak gibi nefesi:
“Bu kente yalnızlık düştüğü zaman
Uykusunda bir kuş ölür ecelsiz
Alıp da başını gitmek istersin
Karanlık sokaklar kör, sağır,dilsiz”
Bu kent karanlık
Gözünü alıyor ışıltılı aydınlık
Bu kent sağır
Kulakları tıkalı feryatlara
Bu kent kör
Görmüyor göğe sıkılı yumruğu
Ve bu kent dilsiz
Haykıramıyor acısını dağlara
Açtım çift gazete sarılı
Büyük,baş döndüren şişeyi
Daldım şehrimin dağlarına
Ve gürül gürül akan ırmaklarına
Ben yayla çocuğuyum
Çiçek kokusu duymalıyım
Rüzgarı hissetmeliyim ense kökümde
Ve şeker yer gibi yemeliyim
Beyaz kar tanelerini
Bir gün gelir elbet
Ulaşırım toprağıma
Sımsıkı sarılırım
Saçlarına yıldız düşmüş
Gözleri nemli kadına
Anama
5.0
100% (4)