18
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
1733
Okunma

yaktığın ateşin külleri toz olup da karıştı
şu ağlayan gözlerime
kan kusuyorum bak bana yasaklı olduğun gecede
yüksündüm bir bilmeceye çözmesen de
geçer de gider be gülüm
hem kel hem foduldur ezelden beri bu sine
ve de bu nefesim
her acının musibeti çıkmaz içimden
her geçişinde kahroluyor sana müptelâ yüreğim
kahır deryası da verdiğin elemin ateşini söndürecek
bir çarem de kalmadı içimde
tek em’im yokluğun da ölüm
seni benden alacak bir kostak da olamayacağı gibi
varlığını kovacak
bir dirhem derman da kalmadı bende be gülüm
katmerli sevdaların cehennemimsi gönül çöllerinde
erken yol alanlardan say beni
kavruk bir çöküşün yere debelenmiş halinde kıvrılmışken
kıvrak bir endamın siluetine dalmış da gitmiş şu gönlüm
geç kalmadık sona daha erken
tutkularımın hücresidir bu canhıraş haykırışlar
geri sapılmaz bir kavşaktayım şu an be gülüm
haddini bilip utanmanın son çaresindeyim inan
sılasından kopuk bir yolun yolcusuyum be gülüm
ve emri vaki zamanın kucağında harcananlardanım
öksüz ve yetim kalmışken ömrüm
aslına varamamış bir vuslatın hasretinin gurbetinde kaldım
uzatma artık
ölümse ölüm
haydi gelip de musalla taşıma
bari geç olmadan saf tut şu garibin arkasın da be gülüm...
(23.07.2014) AZAP…...
5.0
100% (24)