Yine,
Orantısız bir güçtü Gazze’de
kurtlarla kuzuların dansı...
sığmadı ebabil kuşlarının yağmur yağmur taşları
sapanıma bu sefer....
Vuruldum....
Kana değdi entarimin uçları,
ıslandı!!!
"eteğimi yıka anne"

üşüyorum,
titriyorum,
kirpiklerim çok ağır göz kapaklarıma,
uykum geldi,

hiç böyle bakmamıştı gözlerin gözlerime
nede güzel gülüyorsun,
gülüşü solmayan

hadi,
-hadi bana son bir ninni söyle ...
içinde
çığlık,
barut
ve,
kan kokusu olmayan.....

"emziğimi yıka anne"

Hani namlular çiçek,
güvercinler zeytin toplayacaktı ya
işte o masalı anlat bana

ama
bir varmış bir yokmuş deme bu sefer
anma kaf dağının adını
ben varım
ondayım anne,



Sen,
Sen rahat uyu kan kınalı bebeğim...
kutsal olur mu kan düşmeyen toprak
Seni,
yüreğimin toprağına gömeceğim..

Sana düş yok
Sır’at köprüden
çırp melek kanatlarını.....
uç uçabildiğin kadar,
cennetin uçsuz bucaksız,sınırsız,
semalarında
çıkart tadını özgürlüğün...
Ve,
bekle beni
Peygamberin şahadet sancağı altında



Ya sen,
eyyy,
"Cani"

An gelir,
Gazze’de oyun biter,
kahpe bir jüri seni aklayabilir......
"sanık " sıfatından da çıkartabilir...

Ya salıverilir,
ya da
süren dolup,
"mahkum" sıfatından sıyrılabilirsin...

Hatta...
utanmaz tarihin kahpe arşivinde
sahte bir kılıkta gizlenebilir..
veya "firar" bile edebilirsin...

Ama.....
Unutma ki;
Hiçbir suçlu kendi vicdanında asla " BERAT " edemez.


KUL FIGANI (Erdem GÜMÜŞ)
ÖZBEKISTAN
Temmuz 2014 Samarkand