0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
741
Okunma
dut dalım sarı bağlamam
yaramazlığımda
düşmeseydi kütüğün kafama
ve babam
saz oymasaydı senden bana
hangi kovuğa sığardı bu alem
hangi sızı daha acı sızlardı bana
kim çığırtkan olurdu böyle vefalı demli
ordular içinde yalnızlıklarıma
ben dokunurun sen sökülürsün
nasıl sığar içine bu kadar ayrılıklar
terk-i diyar edilmiş istasyonlar buğulu şehirler ulu dağlar
zorlama beni işte zorlama
son türkünün icrası ricasına
yemin kilitli parmaklarım beni bağlar
ah...sarı bağlamam nakışlı çanağım
pusular kurursun el atmadığım perdelerine
kabatele gel geçti diyorsun çıraklığın
kaç sevdanın zülfü bağlı bamlarında
tanığım değil misin sanki
vurduğum zaman yandığım
öyküye döner mi yaşanmışlıklar ince telin sızladıkça
yıllar deme yatıyor sarı rengin morardıkça
bir hinliğin var sende saklı
neden zar-ı sökün eylersin
ortatele yaklaştıkça
konuğuma şarlatanım beni tezeneden yaratanım
herkesin derdi başka bizim yaramız
zaman geceye döner dostlar gider
ve yeniden küs’üne çekilir parmaklarım
sen kalırsın ben kalırım
kasım
5.0
100% (4)