2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
911
Okunma
Yokuşlar, enişler, geride toz bulutu bırakıldı
İnce, kıvrımlı bir teker boşta geçilen yoldan
Her çeşit çiçeğin kokusunun karıştığı yayla
Mest etti, bunalmış gönülleri.
Kekik kokuları bir başkaydı, çocukluk günlerim.
Kesik, kesik akan tabii çeşme harika!
Minicik çocuklar bile mutlu
İkindin başlayan fırtına gecenin habercisiydi
Uzayan yemek kuyruğunda beklemek!
Yere çökerek ya da dizüstü yenen akşam yemeği
Çam ağaçları secde eder gibi eğildi fırtınadan
Gecenin erken basan ayazı, az bulutlu gökyüzü.
Parçalı bulutlar müsaadesinde efsane gerçekleşti
Beş yüz yılda bir olan ay yıldız kucaklaşması.
Bayrağımızın hilâl ve ayı görüldü gökyüzünde
Ateş çevresinde ateşböcekleri gibi çevrildik
Seyrettik gökyüzünü, heyecanlı gözlerle.
Çadırları içinde uçuşan insanlar, yıkılan çadırlar
Şafağın acı ayazı dişleri takırdattı.
Çok az misafir Dede Göl yokuşunu tırmandı
Tek kişilik patika yoldan zirveye yürüyüş
Fırtına yukarılarda tabi daha güçlüymüş
Düşmeden döndüğüne sevinen genç dağcılar
Ayazda uyumayan gözlerle cesaret bulmak
Benim gibi acemi dağcının işi mi?
Yükselen Dede Göl, bir ayağını Pınar gözüne
Bir ayağını Yaka kanyonlarına basarak bakıyor
Üzerinde üç beş parça kar yığınıyla o da yalnız
Garipliğiyle ağabeydi küçük dağlar ortasında.
Her iki yana akan derelerin hazin şırıltıları
Nesli tükenmemiş kuşlar, müzik korosu
Ona yalnızlığını unutturuyor gibi.
Güneşle yanakları tatlı okşayan rüzgâr, bazen de
Göğe yükselen toz bulutuyla batırdı ziyaretçileri.
Uçmadan döndük ya.
– 19/05/2007