Sen özümden bir parça, dibimdeki yüreğim
Asırlık hasretimin, can çekişen aşığı.
Bense çiçek açmayan, yelkensizce direğim
Gözyaşı denizinin, yüzme bilmez maşuğu.
Etle tırnak gibiyken kalbimizi böldüler
Perişan halimize, fütursuzca güldüler.
İngiliz hilesiyle, koparıp usul usul;
Seni benden çaldılar; Işid eliyle Musul!


Elim- kolum bağlandı, uzanmıyor baksana
Benliğimden sıyrılıp, mankurtluğa büründüm.
Pür-perişan halime taze ağıt yaksana
Batının kapısında senelerdir süründüm.
Nerde şimdi kudretli; kafa tutan atalar?
Atımın nallarıyla, çiğnediğim kıtalar?
Biz Türkleri yok etmek, emelleridir asıl;
Seni benden çaldılar; Işid eliyle Musul!


Petroldür sevdaları, kardeşlikleri yalan
Bunlar ki sağlamından, batının maşaları.
Talihsiz coğrafyama, sızarak sinsi dalan
Allah deyip baş kesen, inançlı paşaları.
Dilleri çok uzadı, sakınmıyorlar sözü
Diktiler İstanbul’a, korkmadan şimdi gözü.
Okyanus ötesiyle, konuşup fısıl fısıl;
Seni benden çaldılar; Işid eliyle Musul!



Dicle’nin suyu ile, selamımı göndersem
Dayan Türkmen Gardaşım; Yüce Allah sana Yâr!
Uyanarak yeniden talihimi döndürsem,
Zalimlerin başına, dünyayı ederim dar.
Ağlamasın balalar, Türk’ün başı dik dursun!
Damarımda akan kan; Aras olup kudursun!
Tarihin sayfasına, açalım yeni fasıl;
Seni benden çaldılar; Işid eliyle Musul!


İsmail Süklüm



23 Haziran 2014
KASTAMONU