20
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1823
Okunma
Günler gelip geçiyor, hâlâ babam gelmezken
Soma’da sönen ışık; başımıza şer Dayı!
Sıcacık bir el bile; göz yaşımı silmezken
Ümit işli kilimi; yolumuza ser Dayı!
Dolabımız tım-tıkır, komşular bizden bıktı
Yoksulluğun ayarı, zirveye vurup çıktı.
Elden gelen öğünler, gururu kırıp yıktı
Dağılan hısımlığı; çer-çabucak der Dayı!
Kardeşimin karnı aç, annem sütten kesildi
Nenem ‘’yavrum’’ dedikçe, cılız sesi kısıldı
Madencinin dramı, en acılı fasıldı
Ciğerimden vuruldum; yaramızı sar Dayı!
Karnemi almak bile; titretmiyor içimi
Bu yaşta babasızlık, yaşantımın biçimi
Yüzlerce ailenin, ne olacak geçimi?
Uzaklarda ağlaşan; yeğenini sor Dayı!
Sağır mı ki kulağın, yetimlere kapalı
Madendeki ölümler, her yönüyle şüpeli
Kömür tozu kuruttu, üstümüze sepeli
Yağmur olup yağ artık; içerimiz kor Dayı!
İsmail Süklüm
16 Haziran 2014
Kastamonu
5.0
100% (21)