0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1435
Okunma

Bundan sonra ister şöyle istersen böyle de
Gözü yaşlı bir yusuf bıraktın, artık geride
En seçkin kelimeleri kuşanmışken üstüne
İhanet dedin! Emanet dedin! Üzdün! Kastın ne?
En ağır depremdi yaşadığım halim
Emanetin candan öte başım üstüne
Sözüm yüreğe hapsoldu söylemiyor dilim
İhanet etmedim ben! Al emanetin üstüne
Haddimi aştım belki de; edepsizlik ettim
Ne ettimse ben ettim, ama kendime ettim
Üzdüm bir güzel insanı affedilir yanı yok!
Kendimden yitirirken beni, kendimde bittim
İşte kalem işte kâğıt hüküm sende söz sende
Rabbim size ilham vermiş şiir sende söz sende
Duygu yüklü güzellikler hissiyatlı söz sende
Oku! Yüzüme fermanımı söyleyecek söz sende
Kendi ipimi taktım boynuma bakacak göz sende
İster kalsın, ister çöz, çözsen de bir çözme sende
Ancak; Ben gizli bir kitabım anlaşılması gereken
Bu koskoca kâinatta, benim işim ne?
Neydi benim içimdeki neydi olup biten
Şükredip kulluğumu yapmalıydım Rabbime
Şöyle dersin soranlara: bir günahkâr kuldu
Bir gülün meylinde hem sarardı ve soldu
Günahımı biliyordum dedi: İçimde çok daraldı
Gönlünde bitmeyen sevgi: Allah ve Resulü vardı
Alev aldı yüreğim tarif edemem acıyı
Şimdi sürgün yıllarım bitirir mi sancıyı
Bir kaosun içindeyim çıkmaz bir sokakta
Yardım eyle Rabbim;
Kendini arayan adamı koyma n’olur darda
Zafiyetim yığın yığın sıradağlar oluştu
Günahımla sevabım bir bedende buluştu
Sevdamın bir teline dokunsaydı bir muştu
Bu yusuf denilen zat; çoktan adam olmuştu
İçimde geziniyorum yol uzun yolcuyum ben
Maceramı,hayalperestlik mi,yoksa aşinalık mı!
Bir düşünce girdabında döne döne giden ben
Çizdiğin tablo ufkun olsun, karanlık mı, aydınlık mı?
Yusuf Erdoğan