Okuduğunuz
şiir
15.5.2014 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Ölüm Karası
sözün bilmem kaç metre altındayım Güzelcem su verecektim karanfile su şimdi burada ölmüş çiçekler kokusu
gözlerini açmış durur maden mayıs yarası yarısı çalınmış ömrün kabul olunsun madem ağlamayan duası
gündelik telaşa karıştı karşıki ağacın dalları gün ürperti gün korkma Güzelcem yangın sarmakta an akrep rüzgarda
kuytu bir ateştir düşen karanlık ve hatasız ve külü senden yâr ektiğimiz binlerce dünden beni toplayan zindan seslerini çoğaltıyor toprak kaç bedenden, say
henüz yazılmamış bir kitaba yok mayıs güneşlerinden silme kömürden kara umut sus pus bu acının adı yok
yüzümün bilmem kaç metre altındayım Güzelcem derin yaz suçlu bahar dağlar taşlar muhabbetin deminde kuşlar kaldı... kim bilir kaç kez yaşar çocuklar ben bilmem
sabah Güzelcem sen kederci adamların terine ilişirken yeniden olmasak da biz ler kimler sabah /ki şiirini yazmakta...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
şiir 10 numaranın üstünde şiir. seslendirme sürekli aynı tonda. esler aynı aralıkta, kelimeler o kadar güzel olmasına rağmen kelimelere ses verilememiş. bazı yerlerde ise çok gereksiz ağdalı ses kullanılmış. emek var. şiire eyvallah...
Rica ederin sayın şaire, naziklik ve ben zıt kutuplarız. bir nezaket durumu varsa o ancak sizin kinayenizin nezaketidir. Yani bu durumda bu teşekkürünüz yersiz, boşuna kullanılmış , karavana bir teşekkür :)))):))):))))) eyvallah...
ne demek sayın şaire:)))) Şiirine 10 üstü beğeni gönderirse bir insan birinin, şiir yazan elbette kinaye yapma hakkına sahip olur. Daha doğrusu elbette şiir yazana kinaye yapma hakkı vermiş oluruz. Siz isteyin ben size bol bol yazar, sizden de bol bol kinaye alarak sizi mutlu ederim:)))) Kinaye yazdırmak bizim işimiz. Levha bile yaptırıyorum. İtina ile kinaye yaptırılır diye:)))) Hatta gece yorum okuyanlar için fosforlu kaplamalar dahi yaptırıyorum. Sırf sizler kinayesiz kalmayın diye hiç bir masraftan kaçınmadım. Bundan sonra sular seller gibi kinaye yapabilirsiniz. eyvallah...
hayret ediyorum sizlere. beğenmek ve beğenmemek aynı yorum içinde olamaz mı? yaptığım yoruma alaylı ve kinayeli bir şekilde cevap vermenizi anlayamıyorum. yorumumu açıklamak isterim. evet şiir güzel yazılmış. seslendirme için ise şiirden sadece bir satırı ele alarak örnek vereyim.
''şimdi burada ölmüş çiçekler kokusu'' ''Şimdi'' den sonra es verip okuyalım. ölmüş çiçekler kokusu burada ama birazdan gidebilir anlamı çıkıyor. ''Şimdi'' den sonra yine es vererek okuyalım. Burada ise kelimelere gereken vurguyu yapamazsak, ölmüş çiçekler kokusu burada manası çıkıyor. ''Şimdi'' başka vurguyla okursak, her yer olduğu gibi şimdi burası da ölmüş çiçekler kokusu manası çıkar İşte sadece bir tek şimdi kelamına verilen es ve vurgudan bu kadar farklılık çıkabiliyor bence. Bu cümleye burada kelamından sonra verilen es anlamı değiştirir,ölmüş ten sonra verilen es anlamı başka şekilde değiştirir. çiçeklerden sonra verilen es anlamı başka şekilde değiştirir. eminim bu yazdıklarım kinaye bakımından size daha doyurucu gelecektir. bunlar benim yorumum. eyvallah...
Rica ederin sayın şaire, naziklik ve ben zıt kutuplarız. bir nezaket durumu varsa o ancak sizin kinayenizin nezaketidir. Yani bu durumda bu teşekkürünüz yersiz, boşuna kullanılmış , karavana bir teşekkür :)))):))):))))) eyvallah...
ne demek sayın şaire:)))) Şiirine 10 üstü beğeni gönderirse bir insan birinin, şiir yazan elbette kinaye yapma hakkına sahip olur. Daha doğrusu elbette şiir yazana kinaye yapma hakkı vermiş oluruz. Siz isteyin ben size bol bol yazar, sizden de bol bol kinaye alarak sizi mutlu ederim:)))) Kinaye yazdırmak bizim işimiz. Levha bile yaptırıyorum. İtina ile kinaye yaptırılır diye:)))) Hatta gece yorum okuyanlar için fosforlu kaplamalar dahi yaptırıyorum. Sırf sizler kinayesiz kalmayın diye hiç bir masraftan kaçınmadım. Bundan sonra sular seller gibi kinaye yapabilirsiniz. eyvallah...
hayret ediyorum sizlere. beğenmek ve beğenmemek aynı yorum içinde olamaz mı? yaptığım yoruma alaylı ve kinayeli bir şekilde cevap vermenizi anlayamıyorum. yorumumu açıklamak isterim. evet şiir güzel yazılmış. seslendirme için ise şiirden sadece bir satırı ele alarak örnek vereyim.
''şimdi burada ölmüş çiçekler kokusu'' ''Şimdi'' den sonra es verip okuyalım. ölmüş çiçekler kokusu burada ama birazdan gidebilir anlamı çıkıyor. ''Şimdi'' den sonra yine es vererek okuyalım. Burada ise kelimelere gereken vurguyu yapamazsak, ölmüş çiçekler kokusu burada manası çıkıyor. ''Şimdi'' başka vurguyla okursak, her yer olduğu gibi şimdi burası da ölmüş çiçekler kokusu manası çıkar İşte sadece bir tek şimdi kelamına verilen es ve vurgudan bu kadar farklılık çıkabiliyor bence. Bu cümleye burada kelamından sonra verilen es anlamı değiştirir,ölmüş ten sonra verilen es anlamı başka şekilde değiştirir. çiçeklerden sonra verilen es anlamı başka şekilde değiştirir. eminim bu yazdıklarım kinaye bakımından size daha doyurucu gelecektir. bunlar benim yorumum. eyvallah...
zaman olur ki Kezban Turan sayfasında okurken düşündüren, acıtan, dokunduran dizeler de kendime çimdikleri atarım arada! evet burada çok haklı dediğim olur kendi kendime sesli düşüncem olarak algılayın lütfen kutlarım/sağlıcakla kalın
belki zaman bir şans daha uzanırdı tikdirdi nehirlerim bed bed hayallerle yitirdiğim deli Aklıma!! ikinizde culladı etme aşığınız didde cok TAdlım DEli SUsurluk...
şiir nefis yorum muhteşem her zamanki kal.. .BU şiir soma tiktirdi gururuyla YÜrüyem kömur karası haatrınlar Susamış vucudun?? Soygun etsek bu kadran gibi vefalanamazdık...
SOMA’DAKİ ELÎM MADEN FACİASINDA HAYATINI KAYBEDEN MADENCİ KARDEŞLERİME CENAB-I ALLAH’TAN RAHMET, GERİDE KALAN AİLE FERTLERİNE VE TÜRK MİLLETİNE BAŞ SAĞLIĞI, SABIR, METANET DİLİYORUM. MÜSEBBİPLERİNİ KAHRETSİN!
Çok güzel bir şiirdi. Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. SOMA Maden sahibi MASON Alp Gürkan!! Masonların resmî yayını MİMAR SİNAN DERGİSİ'nin de yazarıdır. Şirket sahibi ALP GÜRKAN da KOÇ HOLDİNG bünyesinde çalışmaktadır. Olay İsrail'in kuruluş yıldönümü günü meydana gelmiştir.. Olayın sorumlusu MASONLAR, ALP GÜRKAN ve KOÇ HOLDİNG'dir. Bunun bir kaza olduğuna kesinlikle inanmıyorum. Bu şer tayfasının olduğu yerde hüsni zan yapmak da mümkün değildir. Bu olay İsrail'in kuruluş yıldönümü kutlamasına Türkiye'deki Yahudi sermayesi ve Masonların bir katkısıdır. Bu alçak bir sabotajdan, Türkiye'yi kaosa sürükleme girişiminden başka bir şey değildir.
çok üzücü umarım yaşanmaz dedik ama maalesef ülkemin gerçeği oldu bu kazalar birilerine artık sıradan bir olay gibi geliyor içim yandı şiir hüzünlü hele güzel cem lafı çok etkiledi beni yüreğin dert görmesin sevgilerimle...
Büyük beğeniyle okuduğum eserinizi tüm içtenliğimle kutlarım.Hayranlıkla okudum. Ayrıca , aydınlatıcı ve incelikli analiziyle Mehmet Hocama da çok teşekkür ediyorum.
Kezban Turan şiiri çok devingen bir şiir. Hareketli resimlerle, ustaca betimlemelerle şiirine derinlik katıyor şair.
"sözün bilmem kaç metre altındayım Güzelcem su verecektim karanfile su şimdi burada ölmüş çiçekler kokusu"
Örneğin yukarıdaki bentte, henüz şiire girerken "sözün bilmem kaç metre altındayım?" dizesiyle bizi anlatılamayan bir yer altına, söz katmanlarının arasına götürüp bırakıyor."Karanfillere su vermek" dolayısıyla onların hoş kokularının beklendiği saatlerde "karanfil" açık istiaresiyle kendi sevdiğine hoş bir göndermede bulunmayı düşünürken, birdenbire, hayatı kuşatan o tarifsiz acıyı ne de güzel imliyor:"Şimdi burada ölmüş çiçekler kokusu" diyor.Bir an yanlışlıkla"ölmüş çiçekler korosu"diye okudum ve yüreğim hopladı, ne güzel bir imge diye.Gerçi "ölmüş çiçekler kokusu" da güzel ama işte özgün dize bir önceki yani "kokusu değil korosu"...
Sousseur, şiirde dil-söz ayrımından bahsettiği ünlü makalesinde "dilin işlevselliğinden" dem vurur: yani ki "söz"orijinaldir, özgündür, ilk defa söylenmiştir; zaman içinde ortak dilde kullanıla kullanıla "söz" olmaktan çıkar, dile, avama mal olur."der.Kezban Hanım'ın:"Sözün bilmem kaç metre altındayım"dizesi de bu türden bir mısra.Soyut kavramları somut sözcükler yardımıyla görünür kılıyor şair, yani somutlama yapıyor.Biz bu dizeyi ilk duyduğumuzda çarpılıyoruz, ama mısra zamanla dile yerleşince sıradanlaşıyor.Gerçi "sözün altında kalmamak" diye bir deyim de var dilimizde fakat iş, o sözü yerinde kullanmada.İşte Kezban şair bunu iyi yapıyor.
"gözlerini açmış durur maden mayıs yarası yarısı çalınmış ömrün kabul olunsun madem ağlamayan duası"
Şimdi. Eğer şair "maden" lafını etmeseydi esaslı bir temsili istiareye imza atacaktı.Yani şiirin bütününde bir olay " benzeyen ,maden kazası" zikredilmeden anlatılmış olacaktı ki şiirdeki giz daha bir katmerlenecekti.
"gündelik telaşa karıştı karşıki ağacın dalları gün ürperti gün korkma Güzelcem yangın sarmakta an akrep rüzgarda"
Ne kadar güzel başlıyor bent, "ağacın dallarının gündelik telaşa karışması" tam da usta işi benzetme.Yukarıda zikrettiğimiz:"Kezban Turan şiirinde sinema hareketliliğine güzel bir örnek bu dize."telaş..."gerçekten de bu afet en çok" telaş" sözcüğüyle açıklanabilir. "gün ürperti" demiş ya şair, bunu bir de şöyle okumaya çalışalım:"gün ürperdi" harika bu kız yahu...
"kuytu bir ateştir düşen karanlık ve hatasız ve külü senden yâr ektiğimiz binlerce dünden beni toplayan zindan seslerini çoğaltıyor toprak kaç bedenden, say"
Bu bent de derin... Şairler özellikle ağıt şiirleri yazarken kendilerini ölenin annesi, babası en çok da yâri yerine koyarlar.Şair malum bayan bir şair ve ölen bir madencinin yâri ağzıyla yazması da olağan.Çok da başarılı bu konuda. "Ektiğimiz binlerce dünden beni toplayan" esaslı söz.Umutlar, hayaller ekilmiştir dünlere ve zamansız bir hasattan söz ediyor şair, çok güzel.
"henüz yazılmamış bir kitaba yok mayıs güneşlerinden silme kömürden kara umut sus pus bu acının adı yok"
Analmsızlık...Dinginlik...ve son.
"yüzümün bilmem kaç metre altındayım Güzelcem" derin yaz suçlu bahar dağlar taşlar muhabbetin deminde kuşlar kaldı... kim bilir kaç kez yaşar çocuklar ben bilmem"
"yüzümün bilmem kaç metre altındayım..." özgün dize.
sabah Güzelcem sen kederci adamların terine ilişirken yeniden olmasak da biz ler kimler sabah /ki şiirini yazmakta..."
"kederci adamlar" acaba "kaderci" yazılacaktı da sehven mi böyle yazıldı, ikincisi daha şık olurdu . Kısacası Kezban Turan şiiri sürekli aşama kaydeden bir şiir. Her yeni şiirinde yeni arayışların izlerini buluyorum onda.Hatta bazen öyle ince kırık bir Türkçeyle söylüyor ki şiirlerini, o zaman şairin Kütahyalı olduğunu, ömrümün en güzel bir yılını geçirdiğim Emet Anadolu Lisesi'nin tonton müdürünün İstiklal Marşı'ndan evvelki sabah konuşmalarını hatırlıyorum. --Müdür: Heyyy! --Çocuklar: Eyyy! --Müdür:Bakın oğlum, etrafta toprakla va, ağaçla va, kuşla va... --Çocuklar:Eee biliyoz vaaa! --Müdür:Biz ne dedik? --Çocuklar: Alla Alla! --Müdür:Ha, kırmayın onları! --Çocuklar:Tamam hocam kırmayız kuşları:)))
Sevgiyle kal şair. Şiirinden öptüm seni...
Mehmet Binboğa Eskişehir
KUVVA tarafından 5/16/2014 9:49:36 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bir ağıt gibi dolandı boğazıma düğüm düğüm her söylem ve her dize...
Öyle ya;
"kuytu bir ateştir düşen karanlık ve hatasız ve külü senden yâr ektiğimiz binlerce dünden beni toplayan zindan seslerini çoğaltıyor toprak kaç bedenden, say ... ... "
Duyarlı ve güçlü kaleminize saygı ve dostlukla kutlarım Kezban Hanım sizi ve gündemin kalbini güne düşüren değerli Seçki Kurulu' nu.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.