0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
967
Okunma
“Kısmetim” diyemedim
İçime attım heceleri
“Kıs” dedim ve öylece kalakaldım
Öteye gidemedi kekeç kalbim
Bu yüzdendir kısık sesim
Öyle serpiştirdim aramıza mesafelerimizi
Ve öyle büyüdün gözümde
Tepeden bırakılmış kar tanesi gibi
“Kısmetim” diyemedim, anca içimden
Belki sevemedim safice
Belki de çarpmadı kalbim derin derin
Sadece korktu, soğuktan değil titremesi
Güneşin utana sıkıla sırıttığı zamanlar
Tepe arkasından korkarak baş çıkarmalar
Şimdi seher vakti, aşk vakti
İçimi okşuyor serinlik
Kuşların sabrının getirdiği baharda
Titriyor tekrardan kalbim
En korkağından, en seveninden
Gün batımında arıyor seni gözlerim
Ve öylece seyrediyor gidişini
Varsın, hiç yok
Hayallerdesin, gerçekte yok
Duygu seli içinde akıntıya kapılmışım da
Haberim yok
Sabahları gölgede bırakmayan Güneş
Akşama doğru yüzü gülen Dolunay’sın
Rüyamda çiziyorsun resmini
Sonra da isim veriyorsun sanatına
Kuruluyorsun sultanlık tahtına
Ve yer ediniyorsun kalp deryamda
Ey dilden mahrum dilber!
Ey muhabbet elçisi!
Seni davet etsem
İcabet eder misin?
Yaşlanmaya, yaşlarda boğulmaya
Gözlerde kaybolmaya
Gelir misin? El ele
Zora karşı koşmaya
Muhammed İşler
5.0
100% (1)