8
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
2422
Okunma

Hikayesi : Bir garip mektup serisi ;
İzmir Karabağlar’ da inşaatta çalışan, Viranşehir’li Bahtiyar BEDBAHT’ın; inşaata komşu bir apartmanda oturup, yine inşaat yakınındaki Cumhuriyet Lisesi’nde okuyan Feride isimli bir genç kıza, zamanında açılamadığı sevdasını bir umutla 5 yıl sonra yazdığı mektupta bir şiirle açıklaması, kızdan aldığı yanıtı ve son mektubu, ayrıca öyküye bir dış gözlemcinin bakışını anlatır.
Seri aşağıdaki bölümdenlerden oluşur:
bir garip mektup 1 ----------------------- ZARF
bir garip mektup 2 ----------------------- MAZRUF
bir garip mektup 3 ----------------------- Sayın Bahtiyar BEDBAHT
bir garip mektup 4 ( SON ) -------------- ATI ALAN ÜSKÜDARI GEÇMİŞ !
dış gözlemcinin bakışından ------------- FERİDE BAHTİYAR BEDBAHT !
MAZRUF
Sarı saça yeşil göz, cemale damga pulu.
Bakmaya utanırdım bilirdim ki; balasın.
Eğer iznin olursa Bahtiyar emir kulu,
Geldi arz-ı hal vakti belki kaale alasın.
Diyeceksin: "- Sen kimsin? " Okuldan geliyordun,
İnşaat işçisine azığı bölüyordum,
Defter kitap döşünde "- Afiyet!" diliyordun,
Umarım düşününce hatırlayıp bulasın.
Beş yıldır düşlerimde resmini gezdirmişim,
Bana arka durmayan anamı bezdirmişim,
Kararın neyse söyle, durumu sezdirmişim,
İstemem dudağıma bir parmak bal çalasın.
Mecnun’a kızgın çöller, Ferhat’a kazma kürek,
Leyla ile Şirin’e yanıyor onca yürek.
Feride : "- He!" Diyesen, kedere kalmaz gerek,
Sevdamın hürmetine bize gelin olasın.
Kader ele yazmışsa; dayanılmaz acımsın.
Hemen yırt at mektubu dünya ahret bacımsın.
Rastgelirsek bir yerde bil başımda tacımsın.
Ya hayırlı, ya: "- Hayır!" Tez haberin salasın.
Çok düşünüp taşındım; sana ulaşmak ahtım,
Bildiğin bir garibim ne köşküm var ne tahtım.
"- Hayır!" dersen üzülme, soyadımdan Bedbaht’ım.
Lal olsun soran dilim avucumu yalasın!
Bahtiyar BEDBAHT
NOT: Hikayesine bknz.