4
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1039
Okunma
bugün salı yine
tüm işkilliğim nöbette
yine uçurmuş birini kuşlar
ki; gemi sireni gibi
uçurtma renkli bir salâ var gökte
yokluyorum hemen
adının zihnime çentikli yerini
oradasın küskün güller ülkesi
merâmı arsız kül kedisi
yazlıkları çekmiş hava
hazirandır ihtimâl
cigara diyorum
bıraktı artık hüzün yakmayı
alıştı sayılır umursamazlığım
kapatma gibi mâhur yaşamaktan
sövmüyor vurdumduymaz nobranlığıma
takılmıyorum nicedir
hiçbir fanteziyle
bozdurup dağıttım hırsımı veresiye
çiçeklere dokunmuyorum
takvimleri okşuyorum ne zamandır
gülleri uzaktan sevmek gerek diye
sen âhir v/akit meleği(m)
"bilinci nasırlı bahçıvan çâresizliğim"
öngöremediğim artsızlığım
dokunamadığım karşı yakam
biçâre özlemim
lâl mi hâlâ
siyah çerçevelere sakladığın kadar
vaktiyle çapaladığım gözlerin
şimdi kapat sıkıca kulaklarını
tüm gücünü yükle
anlam bozgunu titrek avuçlarına
kıstıkça gözlerinin altını
tıpkı bir direnişte çalkalanır gibi
ha vuruldun ha ölmeye ramak var
hisset
kan sesi geliyor tazyik damarlarından
yüzünde gül bahçesi var say
önünde dikilen koca bir tırpan
ve çekip alıyorlar zorâki
ayırıyorlar
gözlerini zarından
ve
usanç düşkünü düzenbaz bir küfür düşer gibi dilinden
vuruyorlar tam alnının çatından
dan!
dan!
dan!..
ölmedin ve yaşıyorsan hâlâ!
yüzünü görmeden bile konuyorsa hatırına
sorarken kendine
beni anla
adresi belli bir can’a
kaç kere verilir (bir) salâ!
hani unut/alım diyorsun ya
yarınlara umut serpmek adına
-sözümona-
ToprağınSesi
.
5.0
100% (9)