8
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1566
Okunma
gittiniz hani
terk adımlara
dağ taş, bilinmedik yollar giydirip
hani gittiniz
sarkaçından sürüyüp zamanı
yedi düveli kefenleyip
kor kütük, körpe canlı demeden
yangından kaçırır gibi
alıp gittiniz ateşinizi hani
kesip bir cümlede
geridekilerin nefesini
sonra diyor insan
denesek fayda eder miydi
bu kez siyah sayfalarda beyaz kalem kullansak!
yazıyordu bâzı kitaplar
aşkı anlamak için
eski taşlardaki yazıları okumana gerek yok
uçan kuşlara bak!
öyle ya,
cennet de bizeydi
cehennemdeki günâhlar da
gökler de bizimdi
uç/ama/yan kanatlar da!
nerden gelirdi ki; aklıma
bunca amandan sonra
senenin birinde
bir gün sizin gibi sevebileceğim birini bulabileceğimi
ve birini sevmek için bile
umuduma zikrinize amâde acılar aşılayıp
ne var ne yok
tüm silsilemi tekrar
sürüne sürüne
önünüze sereceğimi
...
tamam bıraktım edebiyatı!
hepsi yalandı
ceketim sizde asılı hâlâ!
haklıydı pinokyodan çilingir olmaz diyen
hiç anlatamadım zâten
ne yapsan faydasızdır
izâhıyla tam öpüşmez bâzı kabahâtler
ve öyleydi
bileklerime dolanmış
vuslatsız bir silahtınız
aslında kimsesiz büklere sakladığım varlığımın en cafcaflı
en hercâi paratoneriydiniz
göremediğiniz
yokluğunuzu her gömdüğümde
hovardalığımca vardınız
ve siz
bir, aralık intihârından düşen
ağustos teriydiniz
hiç bilemediniz
hiç!
içime "yaz"geldi yine
aklıma gözleriniz
ne var ki ben/deniz
berbat bir şâirim!
ToprağınSesi
.
5.0
100% (11)