3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1343
Okunma
TUZ ACISI
bir yıldıza verir sırrını gece
sırrın yüküne yorgun
ayın öte yüzü hep bu sebep karanlık...
hangi uykuya dalsam karabasan
kalemi kırık bir sevda ötesinden dökülür yıldızlar
kırılır ayışığı damla damla gözyaşıyla
suya alev dokunur, dilim lâl
söyleyemem adını.
siyaha döner içimdeki acı
dökülür bir sokağın çıkmazına
kaldırımlar, köşe bucak yalnızlık
cevapsız sorular, kendi ekseninde sarhoş
yitirir umudunu, tükenir lügat
titrek bir gölge
devrilir kaldırımlarda
pervaneye sürgün düşer,
kendi acısına yenik solmuş bir nefes…
göğsümde sevda, sorgusuz bir şiire dökülür
tel tel saçların
hangi yarayı kanasam, tuz acısı dilimde adın
sus düşer payıma yine her dem
yine de eremez sırrına bu sancının...
cam kırığı gece, kanayan yara
düş kaçkını, ve sessizlik...
şimdi kapatıp gözlerimi
yokluğunun ülkesinde bir karanlığa
üşüyen bir söz gibi
and olsun şiire ki
çığlık çığlığa bir sır
arafta bir uyku
yastığa düşen göz yaşına and olsun ki
fark ettim...
bu da böyle olsun
iki satır arası ömrüm
ellerin niyetine
bir tuz acısı
sızlar içim
ŞAHBEYİT
FATİH ŞAHİN IŞIK
5.0
100% (7)