0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1285
Okunma
öyle severim ki Hasan’ı
tatlı dilini,kel kafasını..
Hasan bizim orda oturur
çocukluk,askerlik,kader arkadaşım benim,
hiç unutmam !
daha küçücükken annesi ölmüştü
okula gidememişti,
o zaman düştü daha
alın yazılı,nakış işlemeli yollara
sarhoşluk,serserilik,hovardalık dolu yıllara.
bazan giderdi
tam bir sene gelmezdi,
kış balıkçılığı derler bizim oralarda
ben hiç bilmem.
her gelişinde gençleşmiş görürdüm o nu
bakımlı,alımlı,paralıydı..
kurardık bir tezgah deniz boyunda
sabaha kadar ıslardık hatıralarını
onun çektiğini ben çeksem,
vallahi kimse toplayamazdı parçalarımı.
evlenmişti bir ara
birde kızı olmuştu,
nedense anasıyla bir olup terkettiler Hasan’ı
hala sormam niçin diye.
babadan kalma bir evde yaşıyor şimdi
her gidişimde ziyaretine
kucak dolusu öpücüklerle karşılar beni,
hep kıvırırım !
yan çizerim
anlatmasın diye dertlerini.
biliyorum !
ölüm ona öylesine yakın ki..
pencereyi bir açsa
mezarlık hemen karşısında,
annesi,babası,abisi
hepsi,hepsi orda,
ya onlardan biri kalkıp "gel" dese ona
ya ben..
evinin yanından her geçişimde
"hasaaaan"diye seslendiğimde
çıkmazsa bir daha kapıya..
aklıma gelirmi yatağını değiştirdiği !
bir "elveda"bile demeden
yan mahalleye geçtiği.
5.0
100% (2)