10
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
3106
Okunma

Facebookda Sayın Nebiha MURADî Hanımefendi’ nin sevgi üzerine yaptığı bir paylaşımın münazarasında, katılımcılar olarak ortak doğruya varamayınca, aşağıdaki şiiri yazmak gereğini duydum.
Gerek konu açarak yazmama vesile olan Hanımefendiye, gerekse tartışmaya katılımcı olan ve şiirimin son haline " omuz desteğini " esirgemeyen Sayın Edib Ahmet Beyefendi’ ye teşekkürlerimi sunuyorum.
NOKTAYLA DOĞRU
Şu nokta var ya şu nokta;
Kutsal gibidir mübarek
Aklınızdan başka yere koyamazsınız
Bücür bile boyutluyken
Nokta boyutsuz...
Aslı hiç yoktur da;
Giremezsiniz noktasız geometriye
Tanımsız temel taşıdır geometrinin.
Nokta olmadan;
Doğru, düzlem, uzay ve kümeyi tanımlayamazsınız.
Kafalar karıştı galiba,
Var mıdır, yok mudur şu meret?
İsmi var, cismi yok,
O kadar!
İki noktadan bir doğruyu geçirip
Ta sonsuza götürürsünüz de;
Getirip, kimsenin gözüne sokamazsınız.
O da izafi.
İllaki aklınızda sımsıkı tutarsınız
Bazen söyler kurtulur,
Bazen de dilinizin ucundayken
Dostluk adına yutarsınız...
Doğru tekdir diyenler, hadisin ordan!
Asla
Tek olmaz doğru.
Yalnız bir noktadan geçen doğrunun sayısını
Bir Allah bilir.
Doğru;
Zamana, mekâna, koşullara, kişilere görecelidir.
Yetişir şeytan
Büker
Olur eğri.
Zil mi çaldı?
O zaman koyalım bir nokta.
"- Hah! Yakaladık işte, nokta yoktu hani?"
Canım gene yok!
Koyduğum, dilbilgisinin noktalama işaretlerinden
Sestaş biri
Ödünç yani,
Bakın işte:
Şu minik şey > .
Anlattığım bu değil...