1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
3468
Okunma

Çok yordun farkındayım,hem de ziyadesiyle
Lügatine de yetişemedim,hırpaladın ezdin!
Endişen de haklısın,korkun kalbinde harman
Ben,yerde sürünürken,sen yükseklerde gezdin
Asude bir dil,nasıl konuşulur,bilirim lisanı!
Kimler gelip geçici, kimler dostluk insanı!
Sel gider kum kalır, üzerini örter toprak
Ömür;sonbahar da dökülen solgun bir yaprak
Sarayım kalbim olsun: dünyeviyi,istemem de
Kaleminle yazdığın, ilk muhatabım kendim de
Onların imanı parlardı,yıldız gibi gök kubbede
Ne muhteşem saraylar ki;İman nurlu kafeste
Şimdi bizler çok özlüyoruz, iman yüklü nurları
Ama dünyevi kaygılar da,bırakmıyor peşimizi
İman kalesinde inşa ettiğimiz mukaddes surları
Kimse yıkamaz taşırsak ;Allah ve Resul izi.
Zafiyetimizin hırçın surlarına diktiğimiz bayrak!
Nefsi güçlendirir ama, hükmü nereye kadar?
Ey!Beni bağrına basan,geldiğim kara toprak!
Ört günahımı,al koynuna,beni yatır göğsüne,sar
Rabbim,acziyetimle kapına geldim,ancak bu kadar
Yusuf Erdoğan
5.0
100% (1)