4
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1825
Okunma

Gazoz kapaklarından tencerem, tavamı
Mozaik taşından ayaksız masamı
Kibrit çöpünden çatal ve kaşığımı
Atladığım ipte takılı kalan ayağımı
Uçurtmamın kuyruğuna asılmış umutlarımı
Duydun mu?
Masum çocukluğumu borçlusun bana
Benimde bir ihanet borcum var sana…
İçimde yeşermeye çalışan duygularımı
Kumların sıcağında buharlaşan nemli tenimi
Yüreğimin hislerine ilk çırpınışlarını
Ayaklarıma vuran dalgaların sesini
O dalgalarda kaybolan hayallerimi
Duydun mu?
Yaşayamadığım gençliğimi borçlusun bana
Benimde bir ihanet borcum var sana…
Gökyüzünde uçan kuş kadar hafif omuzlarımı
Tökezlemeden seke seke giden bacaklarımı
Her yükü kaldırıp doğrulabilecek belimi
Ruhuma can veren sonsuz düşlerimi
Sağlık pınarında çağlayan bedenimi
Duydun mu?
Yitip giden yıllarımı borçlusun bana
Benimde bir ihanet borcum var sana…
Katlandıysam her türlü cefana
Sesim çıkmadıysa eziyetlerine
Özgürlüğümü alabildiysen elimden
Vardı bir amacım, mücadelem
Sonuçta o gün geldi çattı
Sen kazandım saysan da
Bendim kazanan aslında
Duydun mu?
Sel olup akan gözyaşlarımı borçlusun bana
Benimde bir ihanet borcum var sana…
Bir canım var alabileceğin
Buyur, onu da al gücün yeterse
Eski hükmünü sürmeye çalışman nafile
Ne sen eski sensin,
Nede ben, eski ben
Çok sular aktı gitti bu köprüden
Yok, artık şimdi eyvallahım bile ortada
Duydun mu?
Yok, ettiğin bir ömrü borçlusun bana
Benimde bir ihanet borcum var sana…
Sanma ki çok uzaklarda
Ha bugün
Ha yarın
Belki yarından daha yakın
Ölsem de iki elim hep yakanda…
Duydun mu?
03.04.2014___________________Seher_Yeli Seher Zerrin Aktaş
5.0
100% (13)