4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1155
Okunma
’sarın’ demiş gecenin tütsüleyen kokusu
dönüp gözüyle gündüze
’üşümek ayıp değil, sarın’
tırmanışları tırnak diplerinde kazılı yaşanmışlık
yavaşça giydiriyor bak
özenle bezenmiş telaşsızlık
’kabul’ derken, ederken temsil-i misafirliği
çizermiş hayatı kalkanıyla vurdum duymaz
bilirmiş safirliği
-çizgilerden geçerken gülümsemek farzmış
ya ’lâkin’ diye duraksadığımız anların göz arası
san ki çekince boğulmuş eksikler sırası
doldurmak lâzımken günü yavaş
âlemin dilinde dert olmuş gece sancısı
hadi, söz dinlet ki duysunlar
bazen kemale eren yaş ile sakalı söyletir şaşkın
dinlenir kırk dilden bir arifin lafı
ne fayda
bir bakmışsın araf olmuş dilde saf
bitap can, yerde harap
soran mısın düzenle vuranı orta kemiğine
anlanır iş yaşla değil baş ki
dikkatle ağır
’sarın aklınla’ kapansın
üşümesin yaraların
’gülümse’ doysun
ısıtsın yanıkların
’bil’ ki bildir safirdir aklın
telaşa mahal yok
düşündür gece
en başa değer yaşsız canın
19.01.08