Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Muharrem Küçük
Muharrem Küçük

Kâinatın anahtarı

Yorum

Kâinatın anahtarı

8

Yorum

15

Beğeni

5,0

Puan

3064

Okunma

Kâinatın anahtarı

Kâinatın anahtarı





Bir gece
gece kendinden bir gece
kendinden bir haber gece
yıldızlar karanlığın yüzüne gülücükler saçıyor
güller ay ışığından bitkisel hayatta tutunuyor
viran köşeler özgürlüğe tutuklanmış
sarmaşıklar naylon ipliklerden sökülmüş
güneyin rüzgârları kulakları terketmiş
şehirlerin uykusunda gâflet uyanmışken
işte böyle bir gecede
çorak bir tarlanın en orta yerinde
kâinâtın paçalarına sarılan biri vardı


nurdan altı yıldızını takınmış
sürmüş sürüştürmüş
âşkı onikiden vurmaya hazırlanan bir bahar vardı
çiçekler açılmaya sancı çekerek
baharı bekliyordu
beklenen bahar genç adamdı


ve genç adam
bir elini toprağa doğrulttu
`Allah` dedi
âşk’ı dikti yeryüzüne
diğer elini kaldırdı
can suyunu sundu semâya
tuttu sinesinden göklerin
çekti indirdi toprağa


Yaratılmış her nesneye protest bir eda ile
dikleştirdi başını öylece durdu
güzel bir melodiyi dinler gibi
yüzünde mağrur bir gülümseme ile
dudaklarını kımıldatıyor
gözlerini mıh gibi
toprağa çakıyordu
bir elini yüreğinin üstünde bastırıp
muhabbet deflerinin ritimlerine eşlik ediyor
diğer eli hemen baldırlarından aşağı sarkmış
zamanın durgun
yetim yüzünü okşuyordu

`Bekle zaman bekle!
tasalanma,
sana Muhammed’i muhabbetten sunacağım
bekle.` diyordu

Derinden bir nefes çekerek
`Allahû Ekber`dedi
`Allahû Ekber`

ve iki elini birden kaldırdı
bu nasıl bir el kaldırış ki
ramak kaldı kıyamete
nerdeyse İsrafil dudaklarını sur’a değdirecek
ardınca kalan her eşya kızılca kıyamet


Ağaçlar
Adem`e secde emri gelmişçesine
gövdelerinden eğiliyorlar
Mikail’in çiçek bahçelerinden
yedi veren güller
nergisler
menekşeler derleniyor kendilerince
toplanıyorlardı ellerinde
buket buket olup bağlanıyorlardı kucaklarında


Genç adam
put cansızlığından ölmüş kalplere
adına sânât denilen heykellere nispet
en büyük sânât eserini sundu dünyânın
bu bir baş yapıttı
genç adam kıyâmdaydı


Âlemlerin payitaht’ından kabul görmüştü misafirlik
huzura davet edilmişti
huzurdaydı genç adam
kıpırdanmadan duruyordu
sadece duruyordu
henüz başlamamıştı kendi kitabını okumaya
yüreğiyle kâinât kitabından başladı içmeye
içtikçe içiyor
gülleri açtıkça
diken diken soyunuyordu vücûdundan


Genç adam soludukça nefesini
yeryüzü sinesinden ağırlıklarını kusuyor
beşeri her maddeden soyutlanıyordu
Dünyâ metası her bir eşya yokoldu birden
evler
arabalar
caddeler
sokaklar
çırılçıplak kaldı yeryüzü
Adem oldu genç adam
Havva`sız Adem


Hamd yalnızca Allah’a mahsûstur deyip
bütün kemâlât’ını visal’e şakıyordu
her yandan bir nehir çağlıyor
gözlerinde ki ışıltılar suları yakıyordu
ekinlerin olgun tanelerine nispet yapar gibi
sağ yanına sarmalıyordu başını
kipriklerinde günâhlarının zelzelesini yaşarken
İbrahim`in ateşinden hediye bir gül rayihâsını
çekiyordu ciğerlerine


`Allahû Ekber` dedi
`Allahû Ekber`
eğildi genç adam
âlemde her ne var ise rükû`da genç adamla
kamburlarında elestîn yükü canını yakıyorken
el ve ayakları dizlerinde ârâfta
havf ve recâ ürpertisinde tüm ihlâsı
ayaklarında ateşler toprağa sırmalar çekiyor
kendi seyrinde serden geçiyordu genç adam
nefes nefes acziyet çekiyordu damarlarına
mansûr’un hemen yanıbaşında dar ağacında


nefesini tutunca kâinâtta kara delikler
yamalanıyor
nefes verdikçe güneş üşüyordu ateşinden


ve doğruldu yavaşça genç adam
`Allahû Ekber` dedi
`Allahû Ekber`
omuzlarından savurdu günâh adına herşeyi
kuş gibi hafif
iman kadar özgürdü artık
ses verdi içinde ki sese
gözyaşının gülüşüyle hafif tebessüm ederek
`Rabbim, hâmd eden kulunu duydu!` dedi
hemen hazırda
iki melek bu sözü yazdılar
`Rabbi hâmd eden kulunu duydu!`


mirâc’a varmanın heyecanıyla tutuşmuş yüreğiyle
`Allahû Ekber` dedi genç adam
`Allahû Ekber`


Yunus’un dağlarını taşlarını da alıp safına
baş koydu âşkın kıblesine
genç adam secde’de
tozu dumana katıyor her düşen alınlar yerde
İlk tanıdığı haline büründü genç adam
annesi dahi görmemişken kendi karnında
et kemik giymiş haliyle
bu kez toprakta ’vav’ halinde
yakıcı kôr alev içinde nefesleri
gözünden düşen her bir damlayı öpüyor
toprak özlem duyduğu dostunun yüzünü okşuyordu
`hoşgeldin dost.` diye nida ediyordu
`hoşgeldin dost.`


Yumdu gözlerini genç adam
bakışında ki tüm güneşleri söndürdü
yüce olan rabbini
eksilen her nefesiyle
eksilmiş
tûfan yemiş ruhuyla
`Rabbim sen eksikliklerden münezzehsin,
Rabbim sen eksikliklerden münezzehsin.`diyerek

suskun suskun haykırıyordu
hani bir kerecik görseydi bülbüller
güllere şakımaktan utanmazlar mıydı
renginden alıp güllerin
yüzlerine alları takınmazlar mıydı


Rabbi genç adamın bu kalbi muhabbetine taltiftler
sunacak
şâh damarından gurbetini dindirecekti


birden
aniden
hiç umulmadıkken
kulakların duymadığı bir nidâ yükseldi
karanlığın hükmünü bozan sessizlik âleminden


Bütün kapılar açılsın,
gökler yarılsın,
Burağın sinesine merhem sürülsün
kevserler kadeh kadeh doluşsun
yeryüzünden
nefisten azade âşk geliyor
yedinci kanadını takınmış
Adem geliyor
yedinci kanat’a yollar kurban olsun


Aln’ı secde’de
ruhu suskunluk mâkâmında genç adamın
bildiği her bilgi
söylediği her söz milâdını doldurmuş
yeni doğmuş çocukların ilk nefesi Allah olan
mâkâmın çocuğu olmuştu artık
temizlenmiş yüreğinden gözlerine hâkikât vahiyleri
nakşediliyor
dudaklarına ab-ı hayat suyundan âşk zerkediliyordu


Allah’ım
bu ne muhteşemlikti
sükûtmu
şaşkınlıkmı
konuşmakmı
yoksa şakımakmı
ne etmeli Allahım ne yapmalı
en güzeli Ârif olup
anı seyretmeli
ve öylede yaptı genç adam
daldı seyrine âlemin
âlemde seyrinde genç adamın


kâinâtta her nesne sıra sıra dizili
halka halinde
her eşya onda kaybolmuş
’hu’ denizi sükûtla bezenmiş
alnına nurdan tacı giymiş yıldızlar

iki doğu ve iki batı mesafeler bir haber varlıklarından
tek sesli hâkikât bestesi çınlıyor
ârşın kürsüsünden
döne döne kanat çırpıyor
evlat yetimi annelerin çocukları
yeryüzüne henüz düşmemiş ruhlar
zikir vuruyor zamanın yüreğine
sükût libası giydirilmiş âşk zerrelerine
dudak dudağına yabancı ’hû` ( O,) nefesinde


bu makamda konuşmaya ne hâcet
yâr desen yâr gücenir
bir lahza çıtını çıkarsa yüreciğin
vallahi can gücenir
dillerinde ’hû’ yağmurları
dudaklarında sözler bıçak yarası
adım adım karanlığı yalpalayarak döndü genç adam
döndü
o döndü güneş ona döndü
o döndü ay ona döndü
o döndü kâinât ondan döndü
o döner iken karanlık nur yüzünü temâşâ ediyor
yörüngesiyle sultan kaftanları biçiyordu
yıldızları toplayıp sinesinde âlem
gülümseyerek uğurluyorlardı
döne döne uğurluyorlardı


ve uyandı genç adam hâkikât âleminden
gâflet âlemine açıldı gözleri
`Allahû Ekber` dedi
`Allahû Ekber`
ve dizüstü çöktü
bütün eşyanın dilleri ile
selamlar gönderdi gül’e
ve gül bahçelerine
şehâdet’i yumrukladı göğsünden diline
tırnağından baş parmağına yaralı şehâdet
İsmail’in boğazında kör bıçaklar gibi
dudaklarında yakarışlar
rabbinden
makam-ı mâhmud’u istedi sevgilisine
cehennem ateşlerine üfürdü nefeslerini
berât ya rab berât
anneme
babama
gelmiş geçmiş yâr ümmetine
berâât niyâz etti


ve sıra selam vermeye gelmişti
huzur onu sevmiş
o huzuru bir başka sevmişti
ayrılığa bir türlü dayanamıyordu
döndüremiyordu başını sağa sola
`Allah’ım! Ne olur bitmesin,
bitmesin ne olur...
Hep huzurunda kalayım Allah’ım..`
selam vermeli idi artık
yoksa
bir başka vuslat küserdi döndürmez ise başını
bir başka mirâç hüzünlenirdi
mecburdu selam vermeliydi artık
ve hüzünlü de olsa nihayet selamını vermişti


acziyetinin kutlu nişanesi
avuçlarını kaldırdı semâya
niyâz’ın ıslak beyaz dilekçelerini sundu rabbine
ve birden
iki melek belirdi hemen yanıbaşında
ellerinde yeşil bir mendil
bıraktılar avuçlarına


Ve dediler ki
`Hâmd ettiğin rabbin seni duydu.
Duâ’larına icâbet buyurdu...
Ve sana hediye olarak
kâinâtın sırrını gönderdi.`
genç adam heyecanla avuçlarını açtı
okudu
’LAİLAHEİLLALLAH’ dedi
yüzünü mahcup utangaç indirdi toprağa
ve ağladı


’LAİLAHEİLLALLAH’ dedi
ağladı...



Muharrem Küçük

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kâinatın anahtarı Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Kâinatın anahtarı şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kâinatın anahtarı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Işık  Mehmetali
Işık Mehmetali, @isikmehmetali
26.3.2014 23:02:49
5 puan verdi


Ve dediler ki
`Hâmd ettiğin rabbin seni duydu.
Duâ’larına icâbet buyurdu...
Ve sana hediye olarak
kâinâtın sırrını gönderdi.`
genç adam heyecanla avuçlarını açtı
okudu
’LAİLAHEİLLALLAH’ dedi
yüzünü mahcup utangaç indirdi toprağa
ve ağladı


’LAİLAHEİLLALLAH’ dedi
ağladı...




Mükemmel bir anlatım ve harika yorum..............
Alkışlıyorum ustayı
______________________________Saygılar kalemin susmasın üstadım
KARDELEN'NİNİM
KARDELEN'NİNİM, @kardelenninim
26.3.2014 22:55:44
5 puan verdi

’LAİLAHEİLLALLAH’ dedi
ağladı...


Tek kelime muhteşem.
Etkili Yorum
Denizce
Denizce, @denizce
26.3.2014 14:02:36
5 puan verdi


Ve dediler ki
`Hâmd ettiğin rabbin seni duydu.
Duâ’larına icâbet buyurdu...
Ve sana hediye olarak
kâinâtın sırrını gönderdi.`
genç adam heyecanla avuçlarını açtı
okudu
’LAİLAHEİLLALLAH’ dedi
yüzünü mahcup utangaç indirdi toprağa
ve ağladı


’LAİLAHEİLLALLAH’ dedi
ağladı...


...



mest oldum... :)






dostluğumla ve dua ile ...
selmaakça
selmaakça, @selmaakca
26.3.2014 13:09:24
5 puan verdi
LAİLAHEİLLAH SUBHANALLAH ALLAHU EKBER

YAZAN KALEMİ SESLENDİREN YÜREĞİ KUTLUYORUM EFENDİM

GÖNLÜNÜZDEN KALEMİNİZE DÜŞEN İLHAMLAR FEYİZLER SAĞANAK OLSUN YAĞSIN KALEMİNİZE VE SESİNİZE ....SELAMLAR


Ozan İhlasi (Bekir Akbulu
Ozan İhlasi (Bekir Akbulu, @ozan-ihlasi-bekir-akbulut
26.3.2014 12:29:42
yüreğine sağlık muharrem hocam güzeldi ihlaslı kalemine sağlık
Nuray Ayhan
Nuray Ayhan, @nurayayhan
26.3.2014 11:29:32
MUHTEŞEM...ÖTESİ...
Etkili Yorum
Mecit Aktürk
Mecit Aktürk, @mecitakturk
26.3.2014 11:14:29
5 puan verdi
"Bana her sey O'nu hatirlatiyor."

Belli ki kaleminize de...

Yüreginiz dert görmesin degerli Kardesim.

Selam ve muhabbetle...

beren yılmaz
beren yılmaz, @berenyilmaz
26.3.2014 10:47:01
5 puan verdi
ve dedilerki hamdettiğin rabbin seni duydu
dua'larına icabet buyurdu ve sana hediye olarak
kaniyatın sırrını gönderdi dedi..
genç adam heycanla avuçlarını açatı okudu
'LAİLAHEİLLALAH dedi yüzünü mahcup utangaç indirdi toprağa

LAİLAHEİLLALAH

dedi ağaldı...

eğemiğinize ve yüreğinize sağlık..dua'ile..sevgiler..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL