(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ve biliyor musun ki Cılız umutlarla da olsa Geleceksin diye her bahar da Artık ne yolun gözlenecek Ne de saatler sana ayarlanacak
Aslında bu sözleri söylerken yürek; ne olursa olsun her bahar hatta her sonbahar gözlerim yollarında olacak sen bilmesen de, der gibi.. Her unuttum sözünün yeniden o insanı hatırlatması gibi. Hüzün bulutu sarmış sayfayı bizde yeteri kadar nasiplendik. Güzel yüreğinize sağlık Hocam.Düşündüren ve bir o kadar uzaklara sürükleyen güzel bir eser. Saygı ve selamlarımla.
İnsanlarda vefa kalmadı, vefa , İstanbulda yalnız bir semt adı.
zengin, renkli ve dopdolu duygularla ,su gibi akan, rüzgar gibi esen şiirleriniz sevilerek okunmakta, gönüllerde iz bırakarak ışık turtmakta. kutluyor, başarılar diliyorum.
Sevgi başka, özlem başka, umut başka dallara konmuş ise beklemenin yararı olur mu bilmem ki ..?
Ben o zamanlar çocuktum ama özlem denen şeyin ne demek olduğunu bilecek kadar da büyük.
İlk eşini belki kaybetmişti, belki de ayrılmıştı bilmiyorum, iki oğlu vardı yani ben öyle zannediyordum. Bazen karşılaşırdık, gözlerinde hep hiddet dolaşırdı sanki, korkardım gözlerinin içine bakmaya.
İkinci evliliğini sanırım çevresi onaylamamıştı, belki de seçtiği eş adayını tutmamıştı yakınlarının gözü de bu yüzden eğreti tutmuşlardı onu belli ki.
Sebep ne olursa olsun, iki erkek evladı vardı ve o bir anneydi. Büyük oğlu yani ilk eşinden olan oğlu evli ve iki-üç tane de çocuğu vardı.
Maddi olarak muhtaç değillerdi aslında hem oğullarından hem de kendilerini dışlayan akrabalarından gelecek bir kap yemeğe ama her şey maddiyatla bitmiyordu işte.
Yüreğindeki yarayı ve isyanı gözlerinden okumak hiç de zor değildi Ali ağabeyin annesinin.
Bir kaç dönüm su altında, birkaç dönüm de kıraç yerde, nefislerini körleyecek kadar ekip dikecek toprakları vardı.
Yeter ki insanın bir karış da olsa toprağı olsun, aç kalmazdı hiç kimse.
Küçük oğlunu bir kere görmüşlüğüm var ama yüzünü hiç hatırlamıyorum, hafızamda canlanan sadece bir siluet, ceketi ve şalvarı aynı renkten bir elbise, başında bir kasket ve ayağında da nalın, resmin tamamı bu kadar.
Gedikli Okulunu kazanmış gidecekmiş, Allah'a ısmarladık demeye gelmiş bize. Babama "Dayı" diyordu.
Bizimkiler yolluk hazırlamışlardı, ne vardı ne hazırlamışlardı bilmiyorum, annem Ali Ağabeyin şalvarının cebine bir şeyler koydu.
Bunun yol harçlığı olduğunu daha doğrusu "yolun açık , şansın bol olsun" anlamına gelen simgesel bir uğurlama geleneği olduğunu çok sonraları öğrenecektim.
Babama dayı demesine sebep, gerçekten kan bağımız olduğu için miydi, ya da dil alışkanlığı mıydı onu da bilmiyorum.
Zaten bilsem ne olacaktı ki....
Ali Ağabey Gedikli Okuluna gitti...
Gidiş o gidiş.....
Bir daha köye hiç dönmedi.
Evlendi mi, çocukları var mı, nerede yaşar hiç bilmiyorum ama annesinin (aslında kendi çocuğu değilmiş, ikinci eşinin ilk eşinden ayrılınca kundakta getirdiği bebekmiş) kendi kanından canından olmadığı halde, kendi çocuğu gibi baktığı, koynunda uyuttuğu ve özlemine hep umutlar büyüttüğünü anlattılar durdular senelerce.
Mektubu gelir Alimin diyordu, oysa sadece avuntuydu, yani ben öyle sanıyorum. Hem mektup gönderse, köyden ayrılmasının üstünden onca yıl geçtiği halde bir kerecik olsun kendisi gelmez miydi...
Deli tütün içerdi, özlemi artık öfke ve karamsarlığa dönmüştü, sanki hırsını kendi eliyle sardığı başparmak kalınlığındaki sigaradan çıkartıyordu, tütünü içmiyor, yiyordu sanki.
Ömrü böylece özlemleri saya saya geçiyordu, bir gün kötü hastalığa yakalandı dediler, ziyaretine gittim.
Hala gözleri çakmak çakmaktı, göz bebekleri özlem kokuyordu. Hasretini çektiği insan öz evladı olmadığı halde, ona duyduğu özlemi onun yerine öpe-koklaya yolun sonuna gelmişti..
Bu yaşam öyküsünde sevgi başka, özlem başka, umut başka dallara konmuştu, o da ebedi istirahatgahına.
Hayat denen bilmecede sevgi başka, özlem başka, umut başka dallara konmuş ise beklemenin yararı olur mu bilmem ama özlem öyle insafsızdır bir şeydir ki, senden bir şeyleri hep ödünç alır ama hiç geri verdiği olmamıştır.
Saygılar Hocam...
haticeak tarafından 3/24/2014 8:35:22 PM zamanında düzenlenmiştir.
hatice hanım merhabalar ; hikaye çok etkileyiciydi..örtüşen yerleri mutlaka var..öyle olmasa bu hikayenin burda işi ne değil mi?..öyle işte.!.finale katılmamak mümkün değil...ödüncünü geri verir vermez!?..o onun bileceği şey.." umut fakirin ekmeği.." tabi benim final manasında ve öyle bir beklentim de yok zaten .. harika bir yazıydı..şimdi sayfanıza tamamını okumaya gigiyorum..emek verdiniz..buda içerik olarak önemsendiğini gösterir...emeğe değer bulduğunuz için teşekkür ederim..her şey gönlünüzce olsun..selam ve saygımla..
hatice hanım merhabalar ; hikaye çok etkileyiciydi..örtüşen yerleri mutlaka var..öyle olmasa bu hikayenin burda işi ne değil mi?..öyle işte.!.finale katılmamak mümkün değil...ödüncünü geri verir vermez!?..o onun bileceği şey.." umut fakirin ekmeği.." tabi benim final manasında ve öyle bir beklentim de yok zaten .. harika bir yazıydı..şimdi sayfanıza tamamını okumaya gigiyorum..emek verdiniz..buda içerik olarak önemsendiğini gösterir...emeğe değer bulduğunuz için teşekkür ederim..her şey gönlünüzce olsun..selam ve saygımla..
Bilesin ki Olmayacak bundan sonra Öyle dalgın bakış,mahzun gülüşlere kanmak
Bekleyenim var diye her doğan yeni günde Bundan sonra o patika yol Hızlı adımlarla tepelenmeyecek
Ve biliyor musun ki Cılız umutlarla da olsa Geleceksin diye her bahar da Artık ne yolun gözlenecek Ne de saatler sana ayarlanacak
KAŞİF KANİ ERTÜRK
Şiiri üstüne örtünmüş yürekler böyledir işte. Bir gün kızar mısralardan, atar köprüleri gelme der yaaar! bakarsın aynı yürek, başka bir gün hararetle vuslatını ister sevgilinin. Ama ne olursa olsun zulasında bir umudu hep gizler. Aslında gelme, bekleme demek sevgiliyi çağırmanın en şiddetli anıdır, hasretin gizlenmiş yanıdır. Yüreğine sağlık üstadım beğenerek okudum iç çağlaması dizelerinizi...
Günaydın yüce gönüllü dost Ümit etmek biraz da olsa yaşama sevinci serumudur yüreğe. Sitem etmeyin beklediğinize. Bilinmez ki belki ne gücü yetmiyordur hayatın acımasızlığına. Belli unutulmaz bir sevda yaşanmış aranızda ve o da yanıyordur imkansızlığın kavurucu sıcağında Gönül sesiniz yine çağlamış hocam hoşça kalın Ama ümitsizlik sarmalına düşmeyin derim selamlar
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.