5
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1999
Okunma

nasırlı bir ömrün beleş dertler dökümü
yüreğime yüksün dedi ömrüm
yanar döner geceyim sabır doğuran sabahlarda
kaderi mor katılmış eflatun kül savuran sabahlarda
tarhun kokulu sabahlarda uyandı bir kadın
akşamdan kalma mavilikler sürülmüş gözüne
genzini yakmıştı ruhunun iç çekişleri
sırtından sopası karnından sıpası hiç eksik değildi
değilmiki atasözlerine düşen yazgısıydı yaşadıkları
nasırlı bir ömrün beleş dertleriydi yaşadıkları
bir sıkımlık canı burnundaydı karnı burnunda dertlerinden dökülen
dertleştik söyleştik yaz dedi yüreğimin yükü dökülsün dizelere
kara pembe bir sevdaydı döşüne düşen
hareli gölgelerde dudaklarıydı tutsak olan
kumrular uçuşurdu bol gelen etek uçlarından
bir deri bir kemik kalmıştı umudun avucunda
koşar adımlar peşimden dedi yazgımın kara lekesi
tok evin aç kedisiydi erk egemenliğinde söylenen
ak düşen kış gibiydi kesilen faturasına yazılan
acı acı gülümsedi kaderiydi dudaklarına batan
bir kadın gül leb dudaklarda köle
acının dikenleri açmıştı gül sanmıştı fukara
oysa tutsaktı ömrü erklerin yüreğinde
yazgısı kan yazgısı küldü ömründe
mahmudite düzkaya
5.0
100% (17)