32
Yorum
49
Beğeni
5,0
Puan
2720
Okunma

telli duvaklı
koyup giderken geri geri adımlardan
ilk ve son kez dönüp de baksam mı geriye
gök yüzüne kalkan gözler ağlarken halime
karanlıklar çökmeye görsün saf yüreğe
son bir iç çekişle ancak geri döner nefes
tüm imtiyazlarım kaybolmadan
üstüme çökmeden kokmuş teres
geçmişin izler korkudan
arkamda sıralanınca
bir gülüş düşüyor ayak diplerime
yürekte yankılanıyor isyanlar
hece hece batıyor kalbime
dökülüyor saçlarıma yasların ağarmış rengi
umutlar seyreliyor atide
yayılıyor her hücreme içimin yangınları
tir tir titriyor beden sarsılıyorum
donuyor damarımın kanı
üşüyorum
unut gitsin diyor bir sesi
elin mahkum
izbelere saklanmakla kurtulamazsın
çöz içinde ki umutları
içim dışım bir hazan yetimi gibi
göçüyorum çocukluğu bile bilmeden
sürülüyorum umulmadık gelen ayaza
affet bile diyemeden kopardılar yavukludan
içimi boşaltamadan
gönlüm düşünce dengesizliğe
kanım çekiliyor
başın belası dengesizlik dengemi bozuyorken
susturamıyorum yaratana yalvarışlarımı sessizce
sözüm etmiyor ki beş para
geçişte giderken özüm
acar ellerde kalmışım naçar
kadere isyan kopuyor dizlerimden
küskünlük mü bu hiç olmazsa yârin gözlerini görmek
bir nasip olsaydı ya
hiç yoktan yakardım kalbimin ateşini sonsuzca
aşkımın rüzgarı değinceye kadar
Başkaldırmak ne mümkün gömülürdüm sabra
berdeli sarmışlar bir kez iffetimin kuşağına
hem de kıpkırmızı
göz yaşlarımın seline bir kaçışta kapılsam ya
düşmeyebilirim belki değiş tokuşa
erkekler özünün erksizliği
dökülen kanlara bedel düşülür tüm genç kızların ezikliği
bir kadın için ne denli kan döküyorlarsa
bir başka kadın için o kadar kan temizliyorlar
çok yazık ki ölümden kaçan korkaklar
hiç düşünmeden hemen bir karışlık eteğin altına sığınıyorlar…
(07.03.2014) AZAP…
5.0
100% (48)