0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1379
Okunma

I
Uzaklığı s/aklayan ısrarlı adımlarla bir meçhulün yolcusuyuz...
acıyla kutsanmışız uzak manastırlarda!
biz yalnızlığın evliyası, kalabalığın şu yalan avuntusunda...
/ Kim bilir, ’kaç bin ışık yılı’ uzağız kendimizden;
yazgısına yenik bir hayatın buruk tadında.../
Ve işte hayat, yılların anısız avlusunda bir tebessümün bile payımıza düşmediği!..
II
Ağlamaklı şiirlerde yetmiyor acıyı anlatmaya
bu yüzden herkes ölüme rengini verip, kendine yeni bir pusu kuruyor
ve günlerin paslanmış yüzünde bayat bir hayat gülümsüyor...
III
Görüyor musun?
kavalı susturulmuş çobanın;
sütü gasp edilmiş koyunun
geceye bağdaş kurmuş eşkıyalar
upuzun yürümüşsün ıssız ve bir başına
ardında puştlar yürümüş...
yürüdün;
düşlerini düşürdün
göğsünde bir yer açtın;
göğsünde seni hükümlü kılan sevdalara...
IV
Silahlara karşı kalem çeker hayatın
gözyaşlarınla kendini yeniden yaratırsın
yalnızlık senden beslenir, sen yalnızlıktan..
insanın korkunç ve uzun sessizliğinde
sen düşersin anlam kazanır uçurumlar
kimse fark etmez, hangi sancıyan şehirlerde yudumladın acıyı...
Silahlara karşı kalem çeker hayatın;
’içinde her sabah bir deniz, her gece bir çöl boğulur’
şarkılara dağılır notaların, bulvarlara yaraların...
hepsi hepsi bir ömürdür kullanırsın;
senin gök/yüzün yağmalanır, içinde kuşlar üşür
yine de hayatla uzlaşamazsın...
Sen, gerçeğin parmak izi
ateşini çaldığın eski bir aşkın yangınından
kendini unuttuğun avlulardan, bitmeyen voltalardan...
/ Yoktu kimseye vereceğin - yoktu şiirden başka bir şeyin.../
V
-Bakmak görmek değildir..-
baktın da görmedin orada, o aşkın enkazını
Bir tek sen gördün oysa, denize kusan o kadınları
azalan umutları, çoğalan isyanları
altüst olmuş heder hayatları
kentlerde kırsal yalnızlıkları!..
İhanetle el ele tutuşanları
el ele arsız ve azgın bir şehveti tutuşturanları;
ve şarkıları paramparça orospuları...
Bir sen gördün, kanamalı yasaları
günleri ihanetle, kiri - kirle yıkayanları
doğru yanıtı, yanlış sorularda arayanları...
- Birdal ERDOĞMUŞ -
5.0
100% (3)