3
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1455
Okunma

sözler hükümsüz bir avuç avuntu
gözlerimin sen yamacından dökülen yaşlar misali
sensizliğime serip umutsuz sersefil bakışlarımı
beklemek gözlerimi yatırıp en uzağa
yol kenarında taşlar gibi...
toplayıp yüzümden en arsız gülüşleri
dönüşüne çıldırasıya sevinmek için ölümüne
kollarımı açıp
kapı ardına mahkum suslara gömülüp
verendada bir avuç kuru yaprak misali
bu mağrur dağın yamacında yazıları silinmiş
yitik lahit kadar sessiz küf kokulu toprağa belenip
özleminle alev ateş yanarak iki eli koynunda beklemek...
sensizliğime yazdığım abuk subuk şiirlerin ardından
mavisini yitirmiş göğün grisine saklanmış vatansız
aksak martı gibi çığlıkları göz edip kör uçmak...
kalemin ak tenli kağıda son aldanışı son kayboluşum
sesiz harflerin ardına ses olup bu son inleyişim
şimdi cümlesini kaybetmiş noktayım...
benden önce yola çıkmış seni bekleyen sevinçlerim
duman duman sol yanım hasret yanığı yanıyorum...
yokluğunu kıvılcım yapıp son yanışım
ben yanmayı öğrendim bir avuç ateş kesilmişim
ha gözlerinde ha yokluğunda yanmışım ne farkeder...
bir yudum seviç serp gelde yangınıma
ümitle tutunurda küllerimden yeniden doğarım senle bekliyorum...
çok özledim
bu balıkcı kasabası cehennnem oldu yanıyorum
dersem bir damla yağmur olur yağmaz mısın...
taş kesildim yolarına bakıyorum
özlem dolu şiirler yazıyorum kağıttan gemiler yapıp
göksuya salıyorum göksu oluyorum çağlıyorum duymuyor musun...
bak bu günde akşam oluyor
evlerin ışıkları bir bir yanıyor benim boynum bükük kalıyor
salaş balıkcı meyhanesinde ümidim
boşalan şişelere meze oluyor göz yaşına boğuluyor biliyor musun...
şarkılarda şarhoş
bu akşam bir başka yalpalıyor hüzzam hicaz arası dilime dolanıyor...
Hasan ODABAŞI
5.0
100% (5)