0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1195
Okunma

/ayakların kadar çıplak, elbisen kadar renkli
saçların kadar gür, gözlerin kadar özgür
senden bir yaşam getir bana çocuk/
hiç sevemedim sevmedim
çoğaldıkça tükenirsin
kah aşksın kah telaşsın
sen tanımadığım memleket
bilmediğim kentler gibisin
lakin adın ezberimde
hiç duydun mu, gördün mü beni
boyun eğerken tutsaklığa
ki özgürlük esareti
aşk mağlubiyeti sevmez
derin ızdırapların
kaçılmaz tuzakların var
belki bir ihtimal
aklım gelmeyen muştularda
direnmekteyim
baharların benden alımlı
böceğiyle büyüsüyle
bin bir çeşit çiçeğiyle
turuncu düşünce gözlerime
gül dalında muştular açacak sanmıştım
aldattın hayallerimi
şaşkınım ceberut duruşuna
şimdi sonuna kadar açıyorum gözlerimi
her yanda kızılca kıyamet
içim tuz buz, içim köz
omuzlamışım dizlerimi
şakağımda binlerce namlu
yağmalandıkça düşüncem
çalındıkça çocukluğum
daha derine çekiyorum hıçkırığımı
kendi çığlığım ürperiyor içimde
fikrim ihtilaçta
yalan mısın, riya mısın, yılan mı
gözlerin ceset dolu
kirlenmiş mavilerin
göklerin flu, göklerin hüsran
dağlarında ağıtlar, ellerin kan
acı akıyor nehirlerin
ne yazık
yaşanmadı sevinçlerin güzeli
hep kıyılarında kaldı gözlerim
incitti ömrümü zaman
senin olsun gülüşlerim
bak hızla sürüklüyor vuslata
dev bir yelkovan!
23/2/2014/ Nermin Erol