19
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1231
Okunma
seni sen sandığımda
ben ben değildim
üşüyordum yaktığında
düştüğümde avuçlarım
bir avuç topraktı
solmamıştım henüz
ilk ezdiğim
dalından taze kopmuş
bir yapraktı
hiç kırıkları batmıştı sesime
ne vakit bassam gölgeme
gün gece olurdu
ve bir ceylan nefes nefese
serabı solurdu
yutkundum / yutamadım
tutkundum / tutamadım
başı omuzlarına yığılmış
yağmurda bir kuş gibi
suskundum
yüzü güneşte yaralı
bir cam kenarı uykusuydum
yollar geçiyordum
sırtlarından akıyordum
dağların zamanla
dağ mı bendim
ben mi dağdım / bilmiyordum
ateşler yağıyordu durmadan
ateşle ıslanıyordum
bir lahzaydı, bir ses, bir andı
kısaydı
kelimesi bile uzun kalırdı
ateşler yağıyordu
kül kül uslanıyordum
hiç kimseye göstermemeliydim
avuçlarımdaki sabahı
ve
bir bakire
ilk şafakta nefessiz doğurmalıydı bu ahı
ahh..
bütün kardanadamlara
bir gecede eldivenler giydirirken sen
saçları kucağında
taş yastıklarda
fitil fitil üşüyordum her dem
uykusuz, öyküsüz bir ’kim’ sesiyle
maveraya uyandım
yeşil bir başak gibi
toprağıma eğildin
ben ben olmuştum ama
artık sen
sen değildin..