1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1310
Okunma
"el kürkünü giyinip gittiğim oldu riya davetine"
tüm benlikler, bencillikleri gizlemişlerdi,
yüzlerinde gösterişlerini gösteren maskeler,
benimkiler gibi...
"kurdular önüme yalan sofrasını"
dedikodunun yuvarlak tablasında.
menfaat tabaklarını koydular önüme,
alay kokan bakır kaplarda.
"boş çanakta sundular yanmayan ocakta pişen aşı;"
çanak oldum, kepçe oldum icabında
bencillik kazanında benleri kaynamış,
şöhret hırsı bürümüş kapaklarını...
taştım icabında...
"aç kaldığımı bile bile
yine de şükür duası ettim"
ellerin dilinden kopardım gösteriş dinini,
ve kalbime koydum elimi,
perdenin arkasına çekip kendimi
yıktım gösteriş bendimi.
"yeniden geçirdim yaralı sırtıma hırkamı".
dert aradım dermanıma,
ve insanların sivri dili yaralarken gönülleri,
senin merhemine güvendim;
vessalam.
=============
Not: Bu şiirim Ömer Nazmi beyin sevdiğim şu mısralardan hareketle yazılmıştır:
(el kürkünü giyinip gittiğim de oldu riya davetine
kurdular önüme yalan sofrasını
boş çanakta sundular yanmayan ocakta pişen aşı;
aç kaldığımı bile bile
yine de şükür duası ettim
ve yeniden geçirdim yaralı sırtıma hırkamı.)
Şiirinin tamamı için : edebiyatdefteri.com/siir/384107/
5.0
100% (1)