0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
856
Okunma

Sade kelimelerle çiviledim duvarıma aşkı
Ölümsüzlüğün suyunda yıkadıktan sonra
Sessiz harflere rücu ettirdim
İçimdeki kırgınlığı
Ki dile gelipte yakmasınlar canını
Koca Koca adımlarla gittim peşinden
Ve yakaladım sadakati
Doğruların köşesinden yanlışlara dönerken
Tuttum ellerini son anda
Sımsıkı sarıldım
Bakışların üzerimden atlayıp
Yabancı simalara kayarken
Bileklerimi kıracak kadar ağırdı
Vedalaşmak için ellerime uzanan ellerin
Yine de bırakamadım işte
Çünkü sana susamıştı
ince ince terleyen avuçlarım
İçimin kıyısından
Yokluğuna uğurlarken seni
Adını bilmediğim yağmurlar başladı
O çok sevdiğin gözlerimde
Yine biad ettim yalnızlığa
Karanlığın namlusunun gölgesi altında
Yarınlarıma sensizliği borçlandım
Sonbahardı yüreğimdeki mevsimin adı
Usul usul toparladım yollardan
Sararıp kopan gülüşlerini
Ayıklamadım ellerimden
Batan,acıtan,sızlayan bakışlarını
Huzuru vuslata rehin bıraktım...
Toz pembe hayallerimin sokaklarında gezdim
Ay ışığı kucaklarken kaldırımları
Bütün kaldırımlara çığlık çığlık ismini kazıdım
Boş boş konuştum kendimle saatlerce
Boşluğunu doldurmak için
Kırdım isyana ram eden kalemimi
Göğsünde sert harfleri barındırmayan
Masum sözcüklerle kurdum cümlelerimi
Gençliğimi aradım gözlerinin arkasında
Avuç açıp bekledim
Düşerse diye sarılıp bir damlaya.
Çarmıha gerdim rüyalarımı
İçinde havarilerin ve sen
Asayı da sakladım
Kızıllaşan denizleri bağladım ortasından
Sen çıkıp gitme diye benden
Bedenimden...
5.0
100% (1)