3
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1841
Okunma
CEHENNEME DÖNÜŞ
Aslında bendim , kurduğu pusuya düşen
Islak yeşil gözlerde
Limon damlaları gibi, süzülen yaşlar içinde
Bir bacağım kanıyordu, canhıraş
Oysa ben hiç duymuyordum.
Çünkü kulaklarım kalbine bağlıydı
İnce altın tellerle
Ve orada yalnız senin
Hüzün dolu kalp sızıların vardı.
“Nabız düşüyor “ diyordu doktor
Ayrılmamalıydım hayalinden
Bir sepet vardı önümde ve
Giyotinin bıçağı ensemde parlıyordu.
Beyaz giymez cellatlar değil mi?
Ne çok konuşuyorlar
Ölmekle yaşamakla ilgili.
Siz ne bilirsiniz ölümü, ayrılığı
Hiç öldünüz mü , bu günlerde ?
Seveni geride bırakıp.
Çok üşüyorum anneciğim
Buzlu çarşaflar altında
Sar yine beni , siyah geniş yakalı mantonla
Çok üşüyorum anneciğim ,bırakma ellerimi.
Uçsuz bucaksız bir kum denizinde
Yatırmışlar yüz üstü, gözlerim açık
Çok uzaklarda, karanlığın derinliğinde
Çivit mavisi bir gökyüzü , ufacık uzaklarda.
Çizgiler uzanıyor ufka paralel
Uzayıp kısalıyor, yaklaşıp kaçarak ani çakışlarıyla.
El sallamakta bütün sevgililer
Karanlığa uçmak ne zor, yiğidim.
Yüzlerinde acım aklı mimikler var
Ne çok dua bilirmişim meğerse
Köpeğime kim bakacak, motorumu ucuz satmasalar bari.
Bu nasıl derin kara bir girdap, Sonu var mı acep?
Bazıları yukarı atılıyor,
Onlar ölümden yırtanlar olmalı
Sıyırırsam and olsun
Duble çağ kebap ısmarlayacağım kendime
Beni yutmaya çalışan hayata inat.
E. Yaşar Ovalı 05. 01.2014
5.0
100% (7)