Ah be Lila
gelince bahar ayları
başımda yine kavak yelleri
son ses açmışım
hurdacı Kazımın teybini
göbeğim çatlayasıya kadar
zor bela pazarlığın eseri
...
uzatmışım bacakları
pencereden dışarı
pasaklı Makbulenin evine doğru
mis gibi üstelik ağdalı ağdalı
rüzgar hafiften dokunup geçiyor
hiç umurumda değil dedikodusu
minnoş çekiştirirken sarı trikomu
elimde çay bardağı buz olmuş
yarısı geçmiş boğazımdan
yarısı bekliyor sırasını
...
ciğerimi yakıp da gidiyor o an
Orhan baba
vururken sazın teline teline
koca kafalı adam
"içim ürperiyor"diyor
içim ürperiyor
"ya evde yoksan"
Ah be lila
geldin de bulamadın mı
diyesi geliyor insanın
yakalayıp da duvar dibinde
öperken bıyık uçlarından
vallahi günah gitti benden
bahara çokça selam hürmetlerimle
o yeşil gözlerinden gözlerinin içinden...


Gülnur Ateşoğlu