0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
728
Okunma

gece geldi yine
ben de geliyorum
kanalizasyon borularından,
bulaşarak boklara ve boşaltarak
bütün sidik torbamı
her yere ....
uyanıyorum sırılsıklam?..
şişelerle içki içmişim,
ve bir çuval dolusu ot...
beynim kozmik bir dünyadan,
sanrılar gönderiyor bana.
tam ortasındayım...
traş edilmiş kaşlarımı görüyorum ..
dazlak kafam ve çirkin suratıma ne yakıştı...
eprimiş soluk ipek uzun bir elbise giymiş sevgilim
küfrediyor çığlık çığlık...
naif yüzü ve ince bedeni gri ama,
dudakları ve tırnakları kankırmızı.
bende göğüs uçlarımı kestim hemen....
....benim de kırmızım olsun....
amerika koşmakta, koca kıçını sallayarak,
arsız - doymaz bir koca köpek gibi
salyaları akan.
ırak’a doğru...
havada taklalar atıyor bay bush
halklar ağlarken...
kedilerin miyavlayan sevgisi,
geri getiriyor beni sanrıların içinden.
bir sigara yakıyorum ve
dikiyorum şişeyi tekrar boğazıma,
ağzımın kenarından akarken birazı,
pencereden bakıyorum;
yaşayan sadece bir iki ışık kalmış ..
bir de;
hırsızlar ve bekçileri,
orospularla pezevenkleri,
sararmış dişleri arasından,
irinli, şehvet salyaları akan
kara adamlar arkalarında..
geceye doğru daha yeni yürüyorlar,
ve uyuyor sokak çocukları,
beton üzerinde,
(onlar betonu öper beton onları)
sarılmışlar kendileri gibi
sokakta büyümüş köpeklerine,
biraz daha ısınmak için
bense ölüyüm,
odanın tam ortasında..
sen her yerdesin kara gece...
selçukcetikikibindörtsonuistanbulev