25
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
3762
Okunma

Lisân-ı aşkı bilir tercümân bulunmadı hiç...
(Neccârzâde Şeyh Rızâ)
Gönül sevda yuvası aşkın kutsal başkenti
Kalbe teslim edilmiş zorluyor içten bendi
Ruh sükût makamında hüsne doğru sürünür
Nazenin başrolünde olursa insan kendi
Kimi gün hüzzam çalar kimi gün nihavendi
Muhabbet kapısına varıp kurulan bağdaş
Kelamla nöbetleşe manayı tutar sırdaş
Yürek tahliyesinde dost bağına yürünür
Kâh düşüp kâh kalkarken sinesiyle arkadaş
Nabzı atan bilekte başlar bitmeyen telaş
Nice gün doğumların sancıları bitesi
Sabrını kundaklayıp umudu büyütesi
Muamma hikâyede visal semti görünür
Mah yüzün çizgisinde yanaklar al ötesi
Sırra kadem dillerde bilmem bu neyin nesi
Edep tahtasında hâl; lafız aşk lisânında
Meramda ayak direr inatlık var sanında
Yenilenmek adına libasına bürünür
Başdöndüren tebessüm bulaşıyor yanında
Tevazu sarhoşluğu dolaşıyor kanında
İksiriyle demlenen sevgi barınağında
Yoğrulur tüm duygular yorgunluk sunağında
Kimyası farklılaşan adem kiminle dünür
Boyundan aşan gölge hayatın konağında
Heyecandan bir yeri seğirir yanağında.
Nezahat YILDIZ KAYA