5
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
1748
Okunma

’lacivert bir akşam iner körfeze
deniz şimdi eski bir senfoni’
yokladığım yüreğimde
derin bir sessizlik çarpıyor kulaklarıma
biraz acı
biraz hüzün
şimdi yanık keder kokuyor sevda
küstüğüm herkesten özür diliyorum
sizin bir suçunuz yok
ben
ayarsız seviyorum
bir dudak payı kalıyor satırlarda tutsak
sürgüne uğurluyorum çocukluğumu
dilim dudağım yanıyor
bilmiyorsun!!
hangi istasyonda kaybettim beni
ve
hangi tarafı daha çok ağrıyor kalbimin
gözlerim hangi mevsimde öldü
bilmiyorum!!
yüreğinin kurak iklimlerinde
filiz vermedi aşk
ne yağmur yağdı topraklarına
nede güneş parladı
ay hükümdardı senin coğrafyanda
sefil bir dilenci oldu ruhum
en çok yokluğundan utandım
sığmadım yere göğe
sığdıramadım
şimdi fakir bir mahallenin
öksüz kalmış çocukları gibi
bulutlar eksik olmuyor gözlerimizden
yağmurlar
soğuk yağıyor
donuyor şarkılar
karanfil kokulu bir ayrılık
pusuda bekliyor
canım terk ediyor tenimi
şuurum kayıyor
nefes almak yük geliyor ciğerlerime
kanım alev alıyor
duruyor dünya
orda işte
o anda
ama
ölünmüyor
birikmiş bir sitem kusuyor kelimelerim
kekeme oluyor yüreğimdeki acı
suskunluklara gömüyorum kendimi
kapıları kiltliyorum
göğü yere indiriyorum
ne varsa tutuşturuyor
ve
senden gidiyorum...
5.0
100% (22)