Mutluluklar içinden, mutlaka hüznü seçer.
Mutluluklar içinden, hüznü seçenlerin sayısı azdır diye düşünüyorum. Çok tanıdık çok bildik geldi bana. Bazen kuru bir gülden kana kana su içmek. Bu da çok rastlanır bir durum değil. Benim aklıma ilk gelen, artık sevdadan umudunu kesmiş ve yüreğini kapamış bir güle yaklaşıp koklamak. Dışarıdan kurumuş gibi gözüken fakat onunla söyleşmeye başlayınca damarlarında aşkın dolaştığı bir gül. Diğer tüm güllerden daha taze ve canlı , sadece görmesini bilmeyenlere kokusunu yaymayan bir gül. Nadide bir boynu ve acıtmayan dikenleri olan bir gül. Şiir, öylesine hassas bir biçimde hissedip yaklaşıyor ki güle, gülün damarlarında nehirler akmaya başlıyor. Görünmeyen, duyulmayan sadece usta bir kalemin dokunuşuyla akan nehirler.

Böyle bir kalemin görünen sevdalarla işi olmaz bence de. Bir damlasına bile dokunmaz. Ayrıntılarda dolaşıp tanınmayan renklerde nefes alan kalemlerin şiirleri de özgün olur. O şiirleri yürekleriyle okuyup ifade edenler bazen yanlış anlaşılıp kıskançlıkla suçlansalar da vazgeçmezler okumaktan ve okudukları satırlar içinde kısa süreliğine de olsa kaybolmaktan.
Her sevda ezberinde bir şiirdir, demiş şair. Bir şiirdir belki de bazı sevdalar, insanların yüreğine kazır şiirini.
Yıldızlara küsüp gizlenen ay. Bazen delice coşup, şâha kalkan kır bir tay. Sahibine çektirmiş bu gönül. Demek ki hem yaşatmış sahibini hem de duygunun her tonunda gezdirmiş, özgürce.
Aksi takdirde bu denli etkili, farklı ve romantik şiirler yazamazdı gönlün sahibi. Yüreğinize sağlık, saygılarımla.

hayal deniziii tarafından 12/11/2013 1:04:18 PM zamanında düzenlenmiştir.

hayal deniziii tarafından 12/11/2013 1:05:29 PM zamanında düzenlenmiştir.