0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1039
Okunma
Jonathan Livingston kadar çılgın bir martı görmüştüm
Sürüsünden ayrılmış,
Yoldan çıkmış bir vaziyette hızla üstümüze geliyordu.
Oturduğumuz balkondaki pencere camına tosladı
Öyle şiddetli çarptı ki
Çıkan ses, ayrıldığı martı sürüsünün sesini bastırdı..
Sabahın ilk saatleriydi
Ve bilirsiniz o saatlerde çıldırmışçasına bağrışır martılar.
O çığlıkları bastıran ses
Camla martının düzeysiz beraberliğinden doğdu…
Martı sarsıldı, sersemledi
Ama yıkılmadı; bir şey yokmuş gibi döndü, devam etti yoluna.
Zaten martı bu
Oturup ağlayacak hali yok ya…