0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1111
Okunma
Kayıp Dünyalar
( sahipsiz gençliğe ithafen)
“Sorsalar; “bunlar kuzu, kim emdi iliğini”?
Üç yalancı şahitle akbabalar aklanır
İspat edene kadar tilki tilkiliğini
Postu sırtından gider, derisi tabaklanır”
Ortada bir ölü var, el atın ey ahali!
Başımıza diz lazım, omuzumuza omuz
Esir almadan bizi maddenin duman hali
Yakılmadan sokaklar, satılmadan ruhumuz
Çağın çözülmez(s)iyiz, yok olmaya kurulduk
Dünyası ipotekli, canlı cenazeleriz
Boynu bükük başağız yele erken vurulduk
Biz bize harman olur, bizden bizi eleriz
Serseri yağmurları bastırır tek nefeste
Zemheri ayazından soğuk gülüşlerimiz
Turna yavrusu uyur gece zümrüt kafeste
Sabaha unutulur pejmürde düşlerimiz
On yaşında pişeriz, on birde fişleniriz
En pişkin yanımızı köze maşa yaparlar
İşleyen ışıldarmış işleriz, işleniriz
Suyolu ettiğimiz demir kapılar parlar
Potansiyel suçluyuz yıldırım düşse, düşün
Çelme takmışız gibi üç gün sorgulanırız
İstiklal mahkemesi cumhurun hükmü, peşin
Önce idam edilir, sonra yargılanırız
Üç beş gıram kubara kiralanmış elleriz
Gölgesi mabedimiz kim varsa yanımızda
Bir paçavra uzatsa onu bayrak belleriz
Militarist sevdalar depreşir kanımızda
Bukalemun oluruz, onlar nasıl isterse
Ödünç fikirlerimiz evrim geçirir evrim
Gündüz akşama kadar faşizan sloganlar
Bir nefeslik esrara, sabaha kadar devrim
Her hatanın bedeli hak ettiği kadardır
Çoğu zaman delikte açarız gözümüzü
Oysa insanoğlunun özünde insan vardır
Belamızı buluruz, bulmadan özümüzü
Her an soğuk bir demir bekler şakaklarımız
Ya da beleş bir sicim sır eder gerçekleri
Bütün, bütün çıkmazlar bizim sokaklarımız
Bir biz biliriz birde kaldırım çiçekleri
Şefik Tiryaki