0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1002
Okunma
Hiç bir zaman gerçek olamadım
Gerçeğin çıkardığı berrak sesten korkarak
Bir başak sarısı
Doğuyordu içime
Toprak sarıydı
Ve kahverengi
Masmavi sonsuzluğun bel ağrısında
Tüylerim diken diken olmuştu
O göl kirlenmişti
Ben yıkanmıştım
Ecinniler ve perilerle
Tütsülendi zaman...
En son hangi köprünün orta uçurumunda saçlarını yıkadın
Hangi çıplak hayasızlık sendeki birikmiş bedenleri yalımında kahretti
Kör oldum iyi mi
Göz gözü görmüyor
Ellerim boğazımda
Gözlerimdeki altın suyuna batırılmış saçlarımın
Gözleri çekik katili
Hiç mi yok sende bahar
Namluda irfan ne arar
Çek ütopyandaki tetiği
Kan damlayacak
Kan damlayacak
Kan damlayacak
Hiç bir zaman gerçek olamadım
Şöyle bir gerinirim
Ölümün mavi şafağı
Ve nalları yıldız gibi ışıldayan pegasuslar
Sallapati geliyorum
Pijamalarımla
Yabani terlikleimle
Ve tanrının huzuru
Bende muzip bir gülümseme
Fonda Ahmet Kaya
Rakı balık peynir ve tütün
Hacı bektaş’da var
Bu deruni örgütün bir adı da var
Yalnızlar!
Hiç bir zaman gerçek olamadım
Gerçeğin sıtkında sıyrıldım
Aşkı yakalamıştım
Aşkı yakalamıştım
Aşkı yakalamıştım
Ama gel gör ki yok yere çabaladım
Neyleyim gelmedi bahar
Şimdi
Gerçeği dişlerimle ısırdım
Kalmadı bezim tarağım
Tığ teber Şahi Merdan
Ahhhh
Azığım
Dersim’in bozkırlarıdır
Üçler,beşler,yediler
Diye uzayıp gidiyor
Hiç bir zaman gerçek olamadım
Gerçek erenlerin renginde yasak aşktım
Bir sarrafım olmadı ya da bezime nakkaşım
Bir ırmağım olmadı ki yosun tutsun saçlarım
Masumiyetin
Hakkaniyetin
Adaletin ırmağında
Ebebeynlerim var
Hiç bir zaman gerçek olamadım
Şimdiye kadar