3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2572
Okunma

Düşle aşk, bestesiz bir sözdür hülyalı gecelerde;
bu kaçıncı sensizlik, yüreğimin kuytusunda
her dem olmayabilir insan, bir başkasının sırrına aşina;
şimdi,
babil’in vadisiyim, nefesim kesilmiş, adımlarım ürkek
Limanları unutulmuş, eski bir gemi gibiyim, dalgalarla boğuşan
yüzüne çoktandır dokunamadığım
ne kadar seni özlediğimi, bir anlasana...
Bu kentin tenha sokakları, karanlıkla buluşan gece
yüz vermeyen bir uğultunun hışmındayız
çılgın gülüşlere açılan eteklerin, sevdalı övgülerde
dikkat! katran karası bir leke buharlaşıyor teninde
inleyen bir şarkı gibisin, efendilerin gizemi dökülür üstüne.
Sen, bir anka kuşun sesiyle bana yaklaşan aşk!
yüreğinle ruhumdaki perdeyi çıkar, okşa ellerinle
çöz, tüm yelkenlerimi, troyu rüzgârlarına bırak
mor bir karanlıkta gel bana, o çocuksu adımla çağır beni
aceleci olma, çiğ düştü geceye, o sevda sokağında.
Düşlerin bir başkasında; ama ağlayan sensin içinde
vazgeçmedin sevdiğinden; ılıman bir iklim oldu gövden
gözlerine perde inmiş, o gölge senin değil
dedim ya her kötülüğün, hükmü kendinedir
nefsine hep yakın durur kaleşliğin
gördüğün bu sevgilere rağmen körsen,
aşk da kör, sen de körsün.
Nuri Dağdelen
23/11/213
5.0
100% (4)