40
Yorum
41
Beğeni
5,0
Puan
4214
Okunma

uşağım şimdi zıplayacaksan zıpla gerisi yok çünkü
denizin didarı asılı kalır sonra
ay sonu gelince cepte cepkende
delikli oluşu “nigarlaşmış” olur o anda
zahir olan ne kaldı ki bu puslu zaman da
zevahir zannedilir
boş çuvallarla
boş kafa
bir ömür intizar da geçip gitmiştir aslın da
yanan yüreğin “nâr-ı sevdası” destan olur
firak kokar tüm zamanlar
hasret kalınır ebediyen bir ezhâr bahçesine
gönül dili lal
hayata bakar durur aptal
tahassür içinde geçip gidince günler
dem geçmek nedir hiç bilmez
heba olur tümden edilen onca emekler
bâd-ı sabâ beklenirken tan vakti
dil rübâya teslim olur bedenin tüm sırrı
gamze gamze düşersin hasretin koynuna
zîşanken hayatta ölümü bekler insan
ayân olur aklın kayıp noktasına aşk
güher gibi parlarken
göz bebeklerinde umut ışıkları
pırıltısı göz kamaştırır istemlerin
intizar’ın kalınır uçurumunda
üryan bir sabi gibi kalınca ortada
saman yolunun kolların da aradık umudu
hâbgâh odalarından hiç çıkamadık ki biz
nur-u mâhı görelim
bir dergâhımız bile olmadı
uhrevi olacak ne yaptık ki biz dost
rabbani olarak
nefsin cenderesine gömülüp kalmaktan başka
cûş edelim dense de tüm duygular
elif dedik “be” de kaldık
yarım yamalak dolandıkça dolandık bahtımıza
yalnız kaldık kendi özümüzün için de bile
bir lahza gözümüzü açamadık ki gerçeklerle
kasavetler çöküp de durdu yüreğimizde
gazap meyveleri gibiydik her zaman
cem etsek avuç içimizi bile doldurmaz hayır ve hasenat
fassal niyetlilerin elin de debelenip de durduk
azap ettik hem kendimize hem de tüm etrafa
ikiye bölününce yürek bir türlü yön seçilemedi ki
süregelen bir oluşum gibi geçip de gitti süreç
resetlendi tüm yaşamımız vakit kalmadı sanki batmaktayız
gassal’ın önün de sessizce yatmaktayız
işte şimdi ki başladı çile
damımıza konma vakti gelip de çattı bile…
(24.11.2013) AZAP…
dîdar: yüz, çehre
nîgâr: resim, resmedilmiş
zâhir: gerçek, görünen, açık
zevâhir: coşkun denizler, parlak yıldızlar, çiçekler vs.
intizar............:bekleyiş
nâr-ı sevdâ...:aşk ateşi
firak...............:ayrılık
ezhâr.............:çiçekler
dil...................gönül
tahassür........:ümitsiz bekleyiş
dem...............:zaman
heba..............:ziyan, kayıp
bâd-ı sabâ.....:sabah rüzgârı
dil rübâ...........:gönül çalan
gamze...........: gülümserken yanakta oluşan sevimli çukur
zîşan.............:canlı
ayân..............:açık, aşikâr
dem...............:zaman
heba..............:ziyan, kayıp
bâd-ı sabâ.....:sabah rüzgârı
güher...........:cevher, mücevher
üryan............:çıplak
hâbgâh........:uyunan yer, yatak odası
nur-u mâh....:ay ışığı
dergâh........:dervişlerin toplandıkları, ayin yaptıkları yer
uhrevi: ahrete ait ahretle ilgili.
nefsin cenderesi: nefsin sıkıştırılması.
cûş: kaynama, coşma, galeyan.
lahza: göz açıp kapayıncaya kadar geçen zaman, an.
kasavet: tasa, keder, kaygı, üzüntü, kasvet.
gazap: öfke, kızgınlık, dargınlık.
cem: toplama, toplanma, bir araya getirilme.
azap: ceza, eziyet, işkence, şiddetli acı hissi.
resetlemek: boşaltmak, sıfırlamak...
gassal: ölü yıkayıcısı.
dam: tutuk evi, hapishane, ceza evi kabir...
fassal: iftira atan kasıtlı leke süren kimse
5.0
98% (49)
4.0
2% (1)