Ana rahmine düşen yalnızlığımın
Doğumunu beklemekte yarınlar…

Göbek bağım safi keder
Kundağım safi gam…
Gece kavuşmakta gün ışığına
Kaldırım taşları beklemekte
Arta kalanı umutlarımdan
Ezberlenmiş bir makamın tekrarıdır
Dudaklarımdan dökülen Ağıtlar…

Ana rahmine düşen yalnızlığımın
Doğumunu beklemekte yarınlar…

Tut ki korkarım
Ellerim koynumdadır bu yüzden

Bu yüzden bakamam yüzüne
Bu yüzdendir ellerimin buz tutması
Beklemek…
Siyahları beyaza çevirecek umutlar kadar
Beklemek…
Martı çığlıklarında gülüşen yakamozlar misali
Dalarak karanlığın ortasına
Hesapsız…
Alınırken yüreğim o son sözden

Tut ki korkarım
Ellerim koynumdadır bu yüzden…

Çağırmadan gelmeleri özledim belki
Kimbilir…

Ansızın çalan kapının zilini
Gülümseyen bakışlarını
Buğusu üstünde ekmek misali
Kutsal
Korunası
Sarılmanı sonra hesapsız
Beklemeni
Nefeslerin nöbet değişimini
Yüreğimde gümbür gümbür…
Yakmanı
Yakışlarını

Ansızın çalan kapının zilini
Gülümseyen bakışlarını

Gel işte gel…
Kederleri saklayıp kirpik uçlarına
Ve parçalı bulutları gözlerinin içine
Gel…
Yağdır başın omuzlarımda
Yağmurlarını
Kabul…
Derken…
Derken…
Gitme saat daha çok erken

Gel işte gel
Kederli saklayıp kirpik uçlarına…

Dışarda gece
Dışarda karanlık
Sığındım işte yürek limanına
Al…
Sar sarmala biraz içimdeki çocuğu
Isıt…
Hani mutluluksa gözlerinde
Hani huzur doluysa kucağın
Bir anlık…

Dışarda gece
Dışarda karanlık…

Ali ALTINLI – 21/11/2013
Saat: 11:44