17
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
1741
Okunma
Hasretin yürekleri sızlatan melodisiyle
Tınısı sarmıştı sessizliğin
Yaprakları dökülmüş uryan bir ağaç misali
Kimsesiz hissediş miydi ?
Ayaz gecelere serdiğim, buzdan duyguları,
Kundaklayıp sardığım bağrım mıydı üşüyen?
Rüzgarın hışmıyla toplanırken bulutlar
Savaşı andıran sesiyle
Bir gece yarısı uykuları bölen,
Öfkesiy miydi; toprağı yaran yıldırımların?
Yoksa ardından yağan yağmurun,
Bereketi miydi bağımda filizlenen?
Bir annenin yavrusunu ilk kez kuçağına aldığı zaman
Bütün kem gözlerden korurcasına bağrına basarken
Hiç bir mevsimin muktedir olamadığı,
Bütün çiçekleri açtıran;
Sevginin ve mutluluğun zirve noktası mı?
Neydi; ansızın içime düşen?
Neyzenin nefesiyle can bulan neyin;
Hasreti nakış nakış işlemesi mi?
Bülbül Hakk derken , dalga dalga yayılıp,
Gönüllerde katmer kamer güller açması mı?
Secdeye varan alnın vuslatı mı,
Miraca çıkan kalbin muhabbeti mi?
Ya Rab dediği zaman kul
Rabbin ’buyur kulum’ diyerek mukabele ettiğinde
Sağanak sağanak yağan rahmetin Kalbe dolması mı?
O, ne güzel bir andır...
Yaradanın muhatap alıp cevap vermesi
Bütün eksikliklerimize rağmen ’ buyur ya kulum’ demesi...
O(c.c.) ne kadar merhametli
Ne kadar cömert ve sen ey nefsim; ne kadar da nankörsün...
Sahi neydi içime düşen?
11 Kasım 2013